Türk ve dünya turizm ve magazin literatürüne, ‘TURİZMAGAZİNİZM’ kavramının yerleşmesini sağlayan usta turizmci ve gazeteci Sedat Karagöz, başta İstanbul olmak üzere, beş yıldızlı otellerin ‘Beş yıldızlı’ özelliklerini yitirmek üzere olduklarını ve beş yıldız kavramının sadece kağıt üstünde kalmasına ramak kaldığını vurguladı.

Türk ve dünya turizm ve magazin literatürüne, ‘TURİZMAGAZİNİZM’ kavramının yerleşmesini sağlayan usta turizmci ve gazeteci Sedat Karagöz, Türkiye’nin son on yılda Türk ve dünya turizm ve magazin literatürüne, ‘TURİZMAGAZİNİZM’ kavramının yerleşmesini sağlayan usta turizmci ve gazeteci Sedat Karagöz, Türkiye’nin son on yılda Türk ve dünya turizm ve magazin literatürüne, ‘TURİZMAGAZİNİZM’ kavramının yerleşmesini sağlayan usta turizmci ve gazeteci Sedat Karagöz,  Türkiye’nin son on yılda beş yıldızlı otel cenneti haline geldiğinin altını çizerek; ‘Ancak bu otellerin çoğu, beş yıldızlı otelden çok, 1980’li senelerin motel anlayışında hizmet veriyor. Havuzla, tenis kortuyla alınan beş yıldız statüsü; hizmette asla görülemiyor. Viskiyi limonata bardağı ile ikram eden beş yıldızlı otel var. Taşeron sistemi ile, işkembecide bile çalıştırılamayacak kapasitede bir garsonu, resmen otel iiç etkinliklerde; müşterilerin içine salıyorlar, tam bir saldım çayıra hikayesi yaşanıyor’ açıklamasında bulundu.

İşini tam manasıyla yapan beş yıldızıl otel sayısının, genel toplamın yüzde 20’sine bile tekabül etmediğini de hatırlatan Türk ve dünya turizm ve magazin literatürüne, ‘TURİZMAGAZİNİZM’ kavramının yerleşmesini sağlayan usta turizmci ve gazeteci Sedat Karagöz, şunları söyledi:

‘Bazı oteller hizmet anlayışları ile, statik ve donanım olarak beş yıldızlı otel özelliklerini kaybetmişler, bazıalrı da yitirmek üzere. Birçok otelde o beş yıldız kavramı, sadece kağıt üstüne kalacak. Dil bilmeyen resepsiyonist mi dersiniz, turizmdten bi haber gece müdürleri mi deriniz, taşeron sistemi ile, işkembecide bile çalışmaktan aciz kişilere, kokteyl prolangelerde hizmet sunumu yaptırmak mı dersiniz, house-keeping faciaları mı dersiniz; ne ararsanız var, denetim de yok. Ne ala memleket hesabı, turime büyük zarar veriliyor. Turizm okulları her sene en az 10 bin mezun veriyor. Beş yıldızlı otellerde turizm eğitim almış personel sayısı ise, genel toplanı yüzde 10’unan biraz fazla. Yüzde 45 personel ise turizm kökenli değil. Eğer turizm kökenli istihdama yönelinmez, önlem alınmazsa; sektör zarar görecek. Burada turim meslek sivil toplum örgütleri de devreye girmeli, boş salonlarda boy göstermek yerine, işlerini yapmalı, ses duyurmalı. Turizm bakanlığı da en kısa zamanda bir denetim mekanizması çalıştırmalı. Yaşananlar, yaşanacakların göstergesi, yol yakınken; herkes üzerine düşeni yapmalı…’