Hürriyet yazarı Melis Alphan, bugünkü 'Niye Alaçatı'da kazıklanalım? Aptal mıyız?' başlıklı yazısında, kısa adı ETİK olan, Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği Başkanı Mehmet İşler'e sert tepki gösterdi.

Geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapan ETİK Başkanı Mehmet İşler, şu ifadeleri kullanmıştı:

"Türk işletmeci balıkçıdan faturasız balık alıp satamıyor. Çünkü ilçe Gıda Tarım Müdürlüğü’nden teftişe geldiğinde dolabına koyduğu balığın faturası yoksa kaçak muamelesi görüyor, ceza görüyor. Yunanistan Avrupa Birliği ülkesi. Ülkemizde yüzde 18 olan Katma Değer Vergisi’nin bu ülkede yüzde 5 olduğunu hatırlatırım. Türk turizmcisi ile Yunan turizmcinin yükü ve yükümlülükleri aynı değil. İşin özü haksızlık burada. Yunan turizmci balıkçıdan balık alıp satıyor. Hatta Senegal’den çok ucuza deniz ürünleri ithal ediyor. Yunan adasındaki işletmeci içme suyu parası ödemiyor, atık su bedeli ödemiyor. Atık sularını olduğu gibi adadan denize veriyor. Kanalizasyon, atık su parası ödemiyor. Kredi kartından tahsilat yapmıyor, parayı peşin alıyor. Aldığı paraya karşılık herhangi bir belge de vermiyor. Özel tüketim vergisi yok. Verdikleri hizmet ve kalite de bizimki gibi değil. Yunanistan’daki şartları bizim önümüze koysunlar, biz o fiyatlardan daha aşağıya hizmet veririz."

Vergisiz, kayıt dışı, illegal çalışarak daha iyi fiyat verilebileceğini söyleyen Mehmet İşler, "Ama biz devletimize bağlıyız. Yasalara, yönetmeliklere bağlı kalmak istiyoruz. Anlaşılan, Çeşmeli esnaf, otelci, konaklamacı kardeşlerimiz her şeyi yasal olarak yerine getirmenin maliyetini, bedelini böyle ödeyecek. Ama biz hukuk içinde kalmaya, devletimize vergiyi ödemeye, yükümlülüklerimizi yerine getirmeye devam edeceğiz." demişti.

'NİYE ALAÇATI'DA KAZIKLANALIM? APTAL MIYIZ?'

Hürriyet yazarı Melis Alphan, bugün köşesine Çeşme-Yunan Adaları tartışmasını taşıdı.

Alphan'ın yazısının ilgili kısmını sizlerle paylaşıyoruz:

''Memlekette bir Yunanların vatan haini ilan edilmediği kalmıştı. O da oldu!

Yeni Asır gazetesinin mikrofon uzattığı Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği Başkanı Mehmet İşler, 'Yunan adaları daha ucuz' diyenlere isyan etmiş.

Meğer bizimkiler en pahalı suyu kullanıyorlar, en pahalı katı atık bedelini ödüyorlar, vergi veriyorlar, balığı faturalı alıyorlar, çalışanlarının sosyal güvenliğini ödüyorlarmış. Sıkı durun, kreşendo geliyor: Çünkü biz vatanseveriz! Yunan adalarında bunların hiçbiri yapılmıyor.

Sanırım artık memleket sınırları içinde kazıklanmaktan yıldığımız için biz de bu Yunan vatan hainlerinin ekmeğine yağ sürmüş oluyoruz!

Cunda’ya kadar gitmişken tabii ki Midilli’ye, Çeşme’ye kadar gitmişken tabii ki Sakız’a, Bodrum’a kadar gitmişken tabii ki Kos’a, Leros’a, Kalymnos’a geçiyoruz.

Zira biz parayı ağaçtan toplamayanlar, kendi ülkemizde işletmelere cüzdanımızı bırakıp gidecekken, Yunan adalarında insaflı fiyatlara şahane tatil yapabiliyoruz.

Yunanistan’ın da Mykonos ve Santorini gibi daha pahalı adaları var mesela. Ama oralar bile Alaçatı’dan ucuz. Ve fiyat-kalite ilişkisi tartışılmaz. Kaldı ki buralarda bile pahalı restoranlara mahkûm değiliz. Oysa Alaçatı’da sadece restoranda değil, büfeden sucuk-ekmek aldığımızda da kazıklanıyoruz.

Midilli veya Thassos’ta Çeşme’deki restoranların 4’te biri fiyatına, iki katı porsiyonlarla iki değil, dört kişi doyabiliyor.

Gelin ufak bir hesap yapalım.

Yunanistan’da kişi başı milli gelir Türkiye’dekinin üç katı. Thassos’ta lokum gibi kalamarı 10 Euro’ya (30 TL) yiyoruz. Alaçatı’da kalamarı 45 ile 70 TL arasında fiyatlara satıyorlar. Yani, kişi başı milli gelirleri bizimkinin 3 katı iken, aynı yemeği bizdekinin 3’te biri fiyatına satıyor.

Ama bizim işletmeler vatansever, onlar vatan haini!

İçki meselesine hiç girmeyeyim ama memlekette kazığın büyüğünü esas orada yiyoruz. Türkiye’de restoran, Tekel’de 5 TL’ye satılan birayı bize 15-20 TL’ye veriyor. Yunan adasında bakkalda 3 Euro’ya satılan birayı restoranda 3.5 Euro’ya içiyoruz.

Ama bizimkiler vatansever, Yunan vatan haini!

Alaçatı’da deniz levreği yemeye kalksak, bulaşıkları yıkamamız lazım. Ama pardon, bizimkiler balığı faturayla alırken, Yunan masaya tuttuğu balığı koyuyormuş. Bunun sorumlusu kim peki? İnsafsızca trolle avlanmış ya da daha olgunlaşmamış balıkları satan, denizlerimizin balıksız kalmasına neden olan kimdi acaba?

Sadece soruyorum.''