YAŞAR KARAKELLE GRUP Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Karakelle, toplumun her kesiminden sektör temsilcilerinin, toplumsal bilince bir an önce sahip olmamaları halinde, Türk gençliğinin içinden çıkılmaz bir hale geleceğini ve bu durumun, en az eli kanlı terör örgütlerinin bölücü eylemleri kadar  büyük tehlikler arzedeceğini vurguladı…

Toplumsal olaylar karşısındaki duyarlılığını her fırsatta gözler önüne seren YAŞAR KARAKELLE GRUP Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Karakelle, Bursa’daki bir lisede yaşanan ve 16 yaşındaki bir öğrencinin sınıf arkadaşını silahla öldürmesi ve akabinde kendi canına da kastetmesiyle beraber meydana gelen dehşet verici olayın ardından; ‘Türk Gençliğini El Birliği İle Uçuruma Sürüklüyoruz’ başlıklı bir açıklama yaptı…

Açıklamasında; genç nesillerin, geleceğin temel taşları olduklarının gözden kaçırılmaması lazım geldiğini de vurgulayan YAŞAR KARAKELLE GRUP Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Karakelle, şu ifadeleri kullandı:

‘Tüm dünyada olduğu gibi, Türk Gençliği de; müthiş bir geçiş süreci ile birilkte yoğrulmaya başladı. Teknolojideki baş döndürücü gelişme, çok ama çok iyi yanları olduğu gibi, çok ama çok kötü yanları da olan bir sürece mahkum olunmasına yol açtı. Bursa’da yaşanan trajik olay karşısında; toplumun her kesiminden bütün sektör temsilcileri, elini vicdanına, aklını başına alıp düşünmeli. Toplumsal bilinç sahibi olunmazsa, Türk Gençliği, önü alınamaz bir uçurumun eşiğine gelcek ve sonrasında da; en az eli kanlı terör örgütlerinin hain emelleri kadar tehlikeli bir süreç yaşanması kaçınılmaz olacak. Hemen her televizyon kanalında, aşk, entrika, şiddet, macera ya da polisiye dizi filmler olduğu gibi, yine hemen her kanalın bir gençlik dizisi var. Ama hemen her biri, Amerikan ya da Avrupa dizilerinden kopyalanmış bir içeriğe sahip. Daha dizilerin adlarıyla, ya hayatın bazen tatlı olduğu, ya da gençliğin başında kavak yelleri estiği nitelendiriliyor, tehlike çanları daha dizilerin isimleriyle başlıyor… Sonrasında da, ortaokul ve lse çağlarındaki gençler, altlarında arabalar, öpüşmeler, sevişmeler, ihanetler, kavgalar; hamilelikler; yine bizim kültürü bırakın; insanlık onuru ile bağdaşmayacak biçimde, birbirlerinin elinden sözde sevgililerini almalar, ya da daha acısı, sevgililerini değiş-tokuş yapmalar; lise talebelerinin birbirleriyle hafta sonu kaçamağı yapması; bunlar genç zihinlere, ekranlarla enjekte ediliyor. Yok böyle bir dünya ama, var gibi nakşedilince, gençlik, bizim gençliğimiz; Türk Gençliği, tedrici tedrici bunalıma giriyor. Bursa’da yaşanan dehşet, bu yozlaşmanın kanserleşmiş halidir. ‘Allah gençlerimizi daha beterinden korusun’ temennisi de lazım ama, kuru temenni ile olmaz; biz Enderun Mektebi eğitimli; Osmanlı Tedrisatlı bir ceddin evlatlarıyız; hepimiz öz kültürümüz aşılamalıyız evlatlarımıza; sadece kendi evladımıza aşılamamız da yetmeyecektir; elimizden geldiğince, dilimiz döndüğünce; onların arkadaş çevresine de eğilmeli, eğitim vermeliyiz… Yoksa ziyan olmuş bir nesil yaratılacak ve bu da, dış mihrakların ekmeğin e yağ sürecektir. Bizi kimsenin yıkamayacağı rahatlığını üstümüzden atalım; ancak gençliği iyi eğitirsek; vatan sevgisi, güzel ahlak ve insan sevgisi aşılarsak yıkılmayız. Bunlar eksik olursa, en basit bir rüzgarda bile savruluruz; ama bu olgular yerleşirse; asıl o zaman bizi kimse yıkamayacaktır. Gerekirse, yasak koyacağız ve evlatlarımızı bu tip iğrenç ve Türk ahlak ve geleneklerine aykırı dizilerden uzak tutacağız. Unutmayalım ki, zor oyunu bozacaktır…’