YAŞAR KARAKELLE GRUP Yönetim Kurulu Başkanı İşadamı Yaşar Karakelle, 'Organik Gıda' adı altında satılan birçok ürünün halen tam manasıyla bir denetimden geçmeden halka sunulduğnu ve bu kavramın argo tabiriyle 'Ayağa  Düşmüş' bir kavram olduğunu dile getirdi. 
 
YAŞAR KARAKELLE GRUP Yönetim Kurulu Başkanı İşadamı Yaşar Karakelle, 'Sağlıklı Beslenme ve Organik Gıda Kanrdırmacası' başlıklı bir basın açıklaması yaptı.  
 
Organik gda konusunun, iyi niyetle olduğu kadar kötü niyetle kullanılmaya açık bir kavram olarak karşımıza çıktığını da hatırlatan YAŞAR KARAKELLE GRUP Yönetim Kurulu Başkanı İşadamı Yaşar Karakelle,  bu konuda halen tam manasıyla bir denetim yapılamadığını, işin ilginç yanı deneim yapacak mekanizmanın da zaten bulunmadığının altını çizdi. 
 
Beslenme yoluyla insan sağlığı ile oynanmasının, en büyük insanlık suçu olarak kabul edileceği bir yasal düzenlemenin acilen çıkartılmasının şart olduğunu da ifade eden YAŞAR KARAKELLE GRUP Yönetim Kurulu Başkanı İşadamı Yaşar Karakelle, 'Hemen her gün, hormonlu gıd aya da zehirli tarım ürünü ile ilgli haberler okuyoruz. Tedirgin omanın yanı sıra, sağlığımızla oynandığı için sinirleniyoruz. Genel manada konunun uzmanı olmayan bazı isimler tarafından yapılan söz konusu açıklamalara aldırmamak da mümkün değil. Düşünün tam yoğurt yerken, gazetede bir haber, 'Yoğurtta nişasta var, zehirliyor' ne mide kalır ne iştah ne de sağlık. Günlük hayatta kullandığımız bir çok gıda ürününün sağlığımıza büyük zararlar verdiğine inanmak zor ama ne yazık ki gerçek bu. Ama asıl ilginci, üzücüsü ve suç unsuru barındıranı, organik gıda yalanıdır, pazarda orda burda karşımıza çıkan birçok ürün, aslında organik değildir.  ABD'de Stanford Üniversitesi'nin araştırmasına göre, organik gıdalar ile normal gıdalar arasında besin ve vitamin değerleri bakımından çok önemli bir farka rastlanılmamış. Annals of Internal Medicine dergisinde yayımlanan araştırmada, aralarında organik meyve, sebze, buğday, et, yumurta ve sütün de bulunduğu 200 ürün, organik olmayan emsalleriyle karşılaştırıldı. Araştırma sonucunda, organik ve normal gıdaların besin ve vitamin değerleri bakımından birbirlerinden çok farklı olmadığı açıklandı. Ancak sorun şırada ki, organika olmayan gıdada kanserojen etki çok daha fazla. Misal, sığır jelatini, normal kemik suyu ile elde edildiğinde, kanserojen etkisi yüzde 1 bile değil ki, eski adetlerde sığır jelatin ve kemik suyu, hastalık ilacıdır. Lakin, kimyasal zenginleştime ile, esasen kemik suyu şekerlemesi olan jelibom tarzı le.jelatinli şekerlerin kanserojen etkisi, neredeyse yüzde 17 oranında. Keza artık suda yetişen domates de, topraktakine göre yüzde 44 fazla oranda kanserojen etki içeriyor. Bu gerçek gözden kaçırılmamalı' diye konuştu. 
 
Normal pazarların kat kat fahiş fiyata ürün satan organik sebze ve meyve pazarları, insanların parasını sömürdüğünü de kaydeden YAŞAR KARAKELLE ĞRUP Yönetim Kurulu Başkanı İşadamı Yaşar Karakelle, sözlerine şu şekilde devam etti: 
 
İlaçlayıp, zamanında hasat edilirse o zaman doğal ürün olur, ama organik ürün mümkün olamaz. Hayvanların bile eskiden olduğu gibi meralarda oltatılmadığı bir gerçek. Yapay yemlerle beslendiğini biliyoruz. Ama üzücü olan, organik denen ürünün, kim tarafından denetlendiği. Ülkede organik gübre yok ki, organik tarım olsun. Kimi kandırıyorsunuz? İnsan sağlığ sağlığı ile oynayanlar, ehn ağır insanlık suçu le cezalandırılmalı. Bu tip bir yasal düzenleme derhal TBMM gündemine gelmeli. Eğitimli köylüler zamanında ilaçlayıp, zamanında hasat ederse o zaman doğal ürün olur, ama organik ürün imkanı yok. Organik tarım koca bir yalandır. Market ve pazar tezgahlarında 'organik' diye normal üründen daha pahalıya satılan malların gerçekten doğal olup olmadığı yönünde yetkin bir mercii yok. Bakınız, hatırlayınız, çok evvel zamanlarda, hayvan gübresinden tezek yapılıp, ısınılıyordu, şimdi o da mümkün değil, çünkü hayvanlar daha fazla süt ve et versin diye suni katkılı yemlerle besleniyor. Şu an birçok hayvan dışkısı kurutulamıyor ble. Böylelikle, organik gübrenin olmadığı yerde organik tarım hiç mümkün değil. Hollanda'da bilim adamlarıyla da görüştük. 'Uçağın geçtiği yerde organik tarım olamaz. Çürük ürünleri organik kandırmacasıyla piyasaya sunuyorlar. Pazarcı esnafının 'günahtır' diyerek tezgahından kaldırdığı ürünlerin 'organik' adı altında satılmasının kabul edilemez olduğu aşikar. Ne yazık ki, bu konuda denetimler de yetersiz, yine vurguluyorum. Hepimizin sağlığı ile oynuyorlar. Türkiye'de organik tarım olduğuna inanmıyoruz. Sadece eğitim almış, ürünü zamanında ilaçlayan, zamanında hasat eden köylüler ilaç kalıntısı olmadan doğal ürünler yetiştirebilir. Yalınz ve yalnız eğitim almış köylüler doğal ürün yetiştirir. Sağlığımzla oynatmayalım...'