Bugun...



ERİVAN 2018 SENESİNDE AZAD OLUNUYOR
Tarih: 09-07-2016 22:57:33 Güncelleme: 09-07-2016 23:29:33 + -


1918 Rus işgalinden sonra, bir karar alınmıştı; ‘Erivan, ancak 100 sene sonra azad edilecek’ diye… Türkiye sınırına sadece 22 kilometre 452 metre uzaklıktaki Erivan’ın tam bağımsızlığı ve Azerbaycan’a bağlanması için, iki yıldan az bir süre kaldı…

facebook-paylas
Tarih: 09-07-2016 22:57

ERİVAN 2018 SENESİNDE AZAD OLUNUYOR

1918 Rus işgalinden sonra, bir karar alınmıştı; ‘Erivan, ancak 100 sene sonra azad edilecek’ diye… Türkiye sınırına sadece 22 kilometre 452 metre uzaklıktaki Erivan’ın tam bağımsızlığı ve Azerbaycan’a bağlanması için, iki yıldan az bir süre kaldı…

 

Araştırmacı Antropolog Yazar Tunçdal Işın, Erdivan’ın hazin tarihini ve geleceğini kaleme aldı…

1918 Rus işgalinden sonra, bir karar alınmıştı; ‘Erivan, ancak 100 sene sonra azad edilecek’ diye… Türkiye sınırına sadece 22 kilometre 452 metre uzaklıktaki Erivan’ın tam bağımsızlığı ve Azerbaycan’a bağlanması için, iki yıldan az bir süre kaldı…

 

Kuruluşu çok eskilere dayanan kent, XV. yüzyıldan itibaren Safeviler’in egemenliğine geçiyor.  Şah İsmail’in emriyle imar ediliyor, surlarla çevrilerek korunuyor ve böylece artık önemli bir yerleşim merkezi halini alıyor.

Bundan sonra kentin tarihi, İran’la Osmanlılar arasındaki savaşların tarihine koşut olarak gelişiyor.

 

1549 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın ikinci İran seferinde Osmanlıların egemenliğine geçmiş, fakat tam denetim altına alınamadığı için, 1554’te Kanuni tarafından, 1579’da da Osmanlı üzerine akınlar düzenleyen Erivan Hâkimi Ustaçlu Tokmak Han’ı cezalandırmak için Lala Mustafa Paşa tarafından geçici olarak ele geçirilmiştir.

Bu süre zarfında birçok ganimet de ele geçmiş ve halen Topkapı Sarayı’nda bulunmaktadır…

 Erivan 1583 tarihinde, III. Murat devrinde, tamamen Osmanlı egemenliğine geçmiştir.

 

Kent alındıktan sonra, Ferhat Paşa, Tokmak Han’ın Zengi suyuna bakan köşkünü ortaya alıp etrafını hisarla donatmıştır…

 

İç kale adı verilen bu hisarda tam sekiz kule ve 725 mazgal ve içeriye bir cami yaptırdı. Ayrıca 43 kule ve 1725 mazgaldan oluşan ve 53 topla donatılmış bir dış kale inşa ettirdi…

 

1585’teki Osmanlı-îran savaşı sırasında Erivan paşaları iran’a yenilmiş olmakla birlikte, daha sonra yapılan barış antlaşmasıyla Tebriz ve Azerbaycan’ın bir bölümüyle birlikte Erivan da Osmanlılara bırakıldı.

 

1591 tarihli Revan eyaleti tahrir defterine göre, eyaletin merkezi olan Erivan’ın, kente bağlı olarak 90’dan fazla Türk kasaba ve köyü ve ayrıca 6 mahallesi vardı.

Daha sonra Şah Abbas, Tebriz’le birlikte Erivan’ı da zaptetmiş, fakat Osmanlı kuvvetlerinin gelmesi üzerine, kenti yakıp yıkarak kaçmıştır.

Kent daha sonra yeniden Safeviler’in eline geçer.

IV. Murat 1634’te, bizim Revan Seferi diye bildiğimiz ve anısına Topkapı Sarayı’nda Revan Köşkü’nün yapıldığı savaş ile kenti tekrar alır.

Fakat IV. Murat geri dönünce, kent yeniden Safeviler’in eline geçer ve 1639’da yapılan antlaşmayla artık İran’a bırakılır.

Bu sırada kenti ziyaret eden Evliya Çelebi’ye göre, kentin dışında han, cami çarşı-pazar, kentin içinde ise 2000 kadar ev, han şarap ve darphane vardır.

Birkaç kez hanlar hanlığı olan Erivan’ın, kadısı, mollası, şeyhi şerifi, darugası, münşisi, yasavul ağası, koruyucu basısı, eşik ağası, diz çöken ağası, 7 mihmandar ve şehbenderi vardır.

1722’de Afganlılar’ın iran’ı işgal etmeleri üzerine Safeviler zayıflamış, Şirvan ile Dağıstan bağımsızlıklarını ilan ederek, Osmanlı’dan yardım istemişlerdir.

Bu arada Rusya’nın Kafkaslar yoluyla İran’a ve Osmanlı’ya doğru yayılmasından korkan Osmanlılar, Tiflis, Gence, Tebriz, Hemedan ve Kirmanşah ile birlikte Erivan’ı da zaptetmişlerdir.

Nadir Şah’ın kenti tekrar Safeviler adına geri almasından sonra çıkan savaşlardan sonra, 1746’da yapılan antlaşmayla Erivan yeniden İran’a geçmiştir.

Nadir Şah’ın ölümünden sonra bağımsızlıklarını ilan eden öteki Azerbaycan hanlıklarıyla birlikte Erivan da bağımsız bir Türk beyliğinin merkezi olmuştur.

İran’da egemenlik Kaçarlar’a geçtikten sonra zaman zaman tam, zaman zaman da yarı bağımsız yaşayan bu hanlık, XIX. yüzyıldan itibaren Gürcistan’ı zaptetmiş olan Ruslar tarafından tehdit edilmeye başlandı.

Ruslar, 1804’te Eçmiyadzin Manastırı’nı yağmaladıktan sonra geri çekildiler.

 

1813’te İran’ı yenen Rusya, bütün Azerbaycan hanlıklarını ele geçirdiği halde Erivan ve Nahcivan bağımsızlıklarını korudu.

O dönemde yazılan acıklı kantat ve folk türküleri, halen söylenmektedir…

 

Rusya, pek çok saldırı ve savaştan sonra, Abbas Mirza’yı yenerek, 1827’de Erivan’ı zaptı rapt altına aldı.

 

1828 Mart ayında Erivan Hanlığı, Nahcivan ile birlikte, Rus Çarı’nın özel bir fermanıyla, Ermeni eyaleti olarak ilan ediliyor.

1829 yılı Eylül ayında geçici olarak kurulan Rus askeri yönetiminin merkezi yapılıyor.

1850’de Ruslar, merkezi Erivan olmak üzere, Erivan, Nahcıvan, Gümrü, Yeni-Bayezid ve Ordubad kazalarından, yeni Erivan Vilayeti’ni oluşturuyorlar.

Erivan Vilayetinin başında bir askeri vali bulunuyordu.

Vali yardımcısı ve öteki yüksek Rus memurlarından oluşan bir vilayet meclisinin yanında, yine yüksek Rus memurlarından oluşan bir vilayet mahkemesi ve bunların yanında Müslümanlar için yerel şeyhülislamın başkanlığında bir şer’i meclisi vardı.

1868’de Erivan Vilayeti, Erivan, Gümrü, Nahcıvan, Yeni-Bayezid, Sürmeli, Daralagez ve Eçmiyadzin olarak yedi kazaya ayrıldı.

Erivan Vilayeti’nin yüzölçümü 27.366 kilometrekare, çoğunluğu Müslüman olan nüfusu ise 667.000 kişiydi.

Erivan Kazası’nın ise, yüzölçümü 3.116 kilometrekare, nüfusu 112.922 kişiydi.

Kaza merkezi olan Erivan Kenti’nin nüfusu da 15.000 kişiydi.

1897 yılı nüfus sayımına göre Erivan Kazası’nın nüfusu 127.072 kişiydi.

Ermenilerin oranı % 37’ydi. Süryaniler % 1, Ruslar ise onbinde 5 oranındaydılar.

Erivan Kenti’nin nüfusu 1897 yılında 29.000 kişiye ulaşmıştı.

Bu nüfusun % 52’si Türk’tü.

Bu oran 1905 yılından itibaren, Ermeni terörü sonunda sürekli olarak azalmış, bu nedenle kentin nüfusu da Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar ciddi bir artış göstermemiştir.

Birinci Dünya Savaşı’ndaki muharebeler, çete savaşları ve Sovyet Devrimi sırasında Rus kuvvetlerinin boşalttıkları yerleri işgal etmeye çalışan Ermeni kuvvetlerinin saldırılan sonunda, bölgedeki Türk nüfusu sürekli olarak eri(til)miştir.

1918 yılı Nisan ayında Rusya’dan ayrılan Güney Kafkasya, bir ay sonra, Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan’dan oluşan üç bağımsız cumhuriyete dönüştü.

Erivan, bu süreçte Ermenistan’a dahil oldu.

Rusya’daki devrim karışıklıkları sırasında Osmanlı orduları bir süre Erivan Vilayeti’ni de işgal etmişler, fakat 1918’de Mondros Ateşkesi’yle buraları boşaltmışlardı.

Erivan Vilayeti’ndeki Türkler bir süre, merkezi Nahcivan’da bulunan Aras-Türk Cumhuriyeti ve Güneybatı Kafkasya Türk Cumhuriyeti’yle birlikte direnmişler, fakat sonunda Ermeni saldırılarına dayanamayarak bulundukları bölgelerden kaçmışlardır.

 

1920’de Kâzım Karabekir komutasındaki Büyük Millet Meclisi Orduları, Kars ve Gümrü’yü almış, Ermenilerle 3 Aralık’ta Gümrü Antlaşması imzalanınca da, Erivan Türklerinin mübadele yoluyla Türkiye’ye gitmelerine izin verilmiştir.

Ama Erivan her şeye rağmen Türk kalmıştır…

 

Bu antlaşmanın onuncu maddesiyle Ermenistan, Sevr Antlaşmasıyla Doğu Anadolu’da kendisine verilen topraklardan da vazgeçiyordu.

18’inci maddeye göre Gümrü Antlaşması TBMM ve Ermenistan Taşnak hükümetlerince onaylanacaktı.

Ama antlaşmanın imzasından bir gün sonra Ermenistan, Kızılordu’nun denetimine girdi.

 

Sonunda 16 Mart 1921’de imzalanan Sovyet-Türk Moskova Antlaşması’yla Ermenistan ile Türkiye arasındaki bugünkü sınır saptanarak, Erivan Vilayeti’nin Sürmeli Kazası Türkiye’ye, Nahcivan, Ordubad (bütünüyle), Şarur ve Daralgez (kısmen) Azerbaycan’a verildi ve Erivan Kenti, Ermenistan’ın başkenti oldu.

 

Bu durum 13 Ekim 1921’de Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan Sovyet hükümetleriyle imzalanan Kars Antlaşması’yla da onaylandı.

 

Tüm bu olaylardan sonra 1932 yılında Erivan Kenti’nin 100.000’i aşan nüfusu içinde Türkler % 6.3’e düştüler.

 

Bugün ise, neredeyse her Erivanlı Ermeni kabul edilse de, Türk kökenli olan Ermeniler’den farklı olarak, bölgede çok sayıda assimile olmuş Türk yaşamaktadır…

 

Kaldı ki bu durum, kimilerinin namaz kılması, kimlerinin ise Türk geleneklerini ve yemeklerini yaşatması; en önemli kanıttır…

 




Bu haber 1171 defa okunmuştur.

Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER DÜNYA Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
FOTO GALERİ
  • MARKALAR
    MARKALAR
  • AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI ZİYARETİ
    AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI ZİYARETİ
  • Millet için EVET
    Millet için EVET
  • Gündem Ekonomi Haber
    Gündem Ekonomi Haber
  1. MARKALAR
  2. AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI ZİYARETİ
  3. Millet için EVET
  4. Gündem Ekonomi Haber
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Osman Zeki Öner
    Osman Zeki Öner
  • Osmanlı
    Osmanlı
  • Kubat Ötme Bülbül
    Kubat Ötme Bülbül
  • Neşet Ertaş Evvelim Sen Oldun
    Neşet Ertaş Evvelim Sen Oldun
  • Aytaç Doğan İç Benim İçin
    Aytaç Doğan İç Benim İçin
  • İsmail Tunçbilek Derdin ne
    İsmail Tunçbilek Derdin ne
  1. Osman Zeki Öner
  2. Osmanlı
  3. Kubat Ötme Bülbül
  4. Neşet Ertaş Evvelim Sen Oldun
  5. Aytaç Doğan İç Benim İçin
  6. İsmail Tunçbilek Derdin ne
VİDEO GALERİ
YUKARI