Türkiye’nin dört bir yanında sayıları iki bini aşan yemek şirketlerinin sağlık koşulları birçok yerde alarm veriyor…

Kamu kurum ve kuruluşları dahil olmak üzere, günde asgari beş milyon kişiye yemek çıkartmakla yümülü yemek şirketelrinin denetim eksikliği ise akıllara durgunluk veren bir unsur olarak karşımıza çıkıyor…

Malzeme kalitesi çok düşük

Söz konusu yemek şirketleri ile ilgili en büyük sorunun, yemeklerde kullanılan malzeme olduğuna dikkat çekiliyor. Bunların başında da her yemeğin olmazsa olmazı olarak kullanılan yağlar geliyor. Büyük ya da küçük olsun birçok yemek şirketi, kanunen herhangi bir yasaklaması olmamasına rağmen son derece sağlıksız bir içeriğe sahip olan ve yer yer margarinden dahi ucuz olan ‘Trans’  yağalrı kullanıyor. Trans yağlarla pişirilen yemeklerin çok kısa  sürede  tüketilmemesi halinde yemeklered bakteri üreme riskinin dha yüksek olmasından hassas bünyelerde mide  kanamalarına kadar  birçok olumsuz yanı bulunuyor.  Yapılan istatistikler, yemek şirketlerinin sadece yüzde 3’ünün zeytinyağı, yüzde 7’sinin ise ayçieçk yağı kullandığını ortaya koyarken, kalan yüzdte 90’lık kısmın ise yüzde 88’inin trans yağı, yüzde 12’sinin ise yemeklik işlenmiş margain kullandığını ortaya koyuyor…

Tarihi geçmiş değil ama

Bu arada birçok yemek şirketinin, başta tavuk ve hububat ürünleri olmak üzere, aracı ya da temsilci kuruluşlarla anlaşarak, ucuza getirmek maksadıyla; son kullanma tarihinin geçmesine çok az bir süre kalmış ürünleri tercih ettikleri ve yemekleri bu ürünlerle yaptıkları da vurgulanıyor. Uzmanlar, son kullanma tarihine çok az bir süre kalmış gıdaların, daha kısa sürede bozulma ve daha kısa sürede bakteri üretme özelliğinin bulunduğuna işaret ediyor. Ancak birçok büyük gida üreticisinin, son kullanma tarihine kısa süre kalan ürünleri hem de zincir  marketler vasıtasıyla daha ucuza satmakta olması ise, yasla yollu bir illegallik olarak nitelendiriliyor…

Transferde büyük sıkıntı

Yemek şirketleri ile ilgili en byük bir başka sıkıntının ise, yemeğin pişirildiği alandan servis edileceği alana ulaşımındaki transfer süreis ve koşullarından kaynaklandığı da belirtiliyor. Edinilen bilgilere göre, hali hazırda faaliyet gösterken yemek şirketlerinin yüzde 77’sinedn fazlasının yemek transfer araçları, gerek frigofrik, gerekse ısı yatılımı açısınadn uygun koşullara sahip bulunmuyor. Hatta başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, birçok kamu kurumuna da hizmet vermekte olan yemek şirketlerinin, yemek transferlerinde normal riportör araçları kullandığına da dikkat çekiliyor… Bu durum da yemeklerde bozulmadan bakteri üremesine kadar  birçok riski barındırdığı gibi, mide spazmlarına hatta zehirlenmelere dahi yol açacak tehlikeler taşıyor…

Pişirme alanları da  denetimsiz

Türkiye’nin dört bir yanında sayıları iki bini aşan yemek şirketlerinin pişirme alanlarının da gerekli hyjenik koşullar asahip olmadığına vurgu yapılıyor. Uzmanlar bu konuda denetim yetersizliği bulunmasının, umursamazlıkları arttırdığı da kaydediliyor…

GIDA SAĞLIĞI DERGİSİ