Biz uslanmayız, arlanmayız ve asla ders almayız; hamurumuzda mı, mayamızda mı var artık nedendir; ne olanlar kulağımıza küpe oluyor, ne de idrak yetisine sahibiz; adeta ot beyinli insanlar topluluğu olarak, ot gibi, saman gibi yaşayıp gidiyoruz…
Her gün yeni şehit, hatta şehitler haberleri ile yanıp yakılırken; yobaz kafalı, bağnaz kafalı birileri çıkıp; ‘Cumhuriyetin elitleri, bu cumhuriyeti, halk için halka rağmen kurdular’ diye bir tez atıyorlar ortaya, hani bir de bunu yeni bulmuş gibi kasılmazlar mı; oysa birçok teorisyenin ortak fikriydi bu, nasıl abuk bir fikirse artık, ‘Kemalist Cumhuriyet, halk için halka rağmen bir öğretidir’ görüşünü daha 1930’lu yıllarda telaffuz etmişlerdi…
Hala algılayamıyor musunuz; Mustafa Kemal ilkelerinden ayrılmaya başladığımız, en azından resmen başladığımız 1946’an bu yana başımıza gelenlere…
Başbakan Binali Yıldırım dedi ya, son üç aydır başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi diye, yanlış; 1946’dan bu yana başımıza gelen pişmiş tavuğu geç, çiğ tavuğa dahi uğramadı…
Siyasetin ve toplumsal yaşamımızın kutsal kitabı olması lazım gelen şu ‘Nutuk’u Allah rızası için okuyun…
Kelime kelime olacakları ve önlemlerini yazmış adamcağız…
Gelecek nesillerin olası tehlikelere karşı nasıl mücadele edebileceğini, iyi bir eğitm sistemi ile iç düşmanların asla üremeyeceğini yazmış; dış düşman oluşmayacağını bile yazmış eğitimle , düşman seni ne zaman vurur, zayıf olduğunda; sen güçlü ol da bak, sana yabancı düşman uğrayabiliyor mu?
Titre ve kendine gel artık ey millet, en azından son 15 Temmuz 2016 ihanetini kimler yaptı, yobaz ve dinci bir ideolojinin mihmandarı hain bir emekli vaiz ve aldığı eğitimin, giydiği üniformanın hakkını vereceğine; bu pislik vaize köpek olmuş vatan hainleri değil mi?
İyi bir eğitim sistemi olmadığı için, bazı okullar arka bahçe, bazı okullar yan bahçe, bazı okullar yol geçen hanı olduğu için; her mahalleye caim ya da mescit dışında bir hacı, bir hoca; bir şeyh, bir şıh teşkil edildiği için, o mahallede her hacı, her hoca, artık cüppelisi mi dersin, tespihlisi mi dersin, sarıklısı mı dersin; kendi tarikatının kendi din öğretisini kurup, abuk sabuk nesiller yetişmesini sağladı; tabii kazandıkları rant, cabası, gidin her bir şıh, şeyh, ya Beykoz konaklarında, ya residansta oturuyor; servet gırla, ‘Din adına’ ya hesap sorma, ayıptır, günahtır…
‘Elitler halk için halka rağmen kurmuşlar’mış, siz daha ne kadar ihanet edeceksiniz Atatürk ve ilkelerine; daha kaç darbe yemeniz lazım, daha kaç hain tarafından arkadan vurulmanız lazım, daha kaç canın yitmesi, daha kaç şehidin can vermesi lazım; daha kaç yüreğin yanması lazım; 79 milyon yürek yanıyor her gün yeter; o yüce Atatürk; bütün şerefsiz hainleri o günden yazmıştı, adları belli değildi ama tipleri belliydi, cüppeli, tespihli, sarıklı, şalvarlı ferketmez; şerefsize ne kıyafet giydirirken giydir, şerefsiz şerefsizdir…
Bu hainler, Allahla kul arasına girerek en büyük günahı zaten işlediler; ama artık millete günah işlettirmesinler, günah çektirmesinler…
Kurtulun şu bütün cemaatlerden, tek bir rehber var Kur’an-ı Kerim ve gönüller sultanı Hz. Muhammed…
Başka başka sahte sultanlara ihtiyaç var mı?
Bu yazı 2217 defa okunmuştur.