Bugun...



YAŞAR KARAKELLE YUNANİSTAN KRİZİNİ DEĞERLENDİRDİ
Tarih: 30-11--0001 00:00:00 Güncelleme: 04-03-2017 10:55:03 + -


yAŞAR KARAKELLE GRUP Yönetim Kurulu Başkanı İşadamı Yaşar Karakelle, Yunanistan'da yaşanan ekonomik krizin, dünya ekonomileir açısından örnek teşil etmesi gerektiğini ve bu nedenle ekonomide hayali vaatlere asla yer olmadığını vurguladı.

facebook-paylas
Tarih: 30-11--0001 00:00

YAŞAR KARAKELLE YUNANİSTAN KRİZİNİ DEĞERLENDİRDİ

YAŞAR KARAKELLE GRUP Yönetim Kurulu Başkanı İşadamı Yaşar Karakelle, Yunanistan'da yaşanan ekonomik krizin, dünya ekonomileri açısından örnek teşkil etmesi gerektiğini ve bu nedenle ekonomide hayali vaatlere asla yer olmadığını vurguladı.

 

 

 

YAŞAR KARAKELLE GRUP Yönetim Kurulu Başkanı İşadamı Yaşar Karakelle, 'Yunaniktan'da Yaşanan Kriz, Boyutları ve Orta Vadede Dünyaya Etkileri' başlıklı bir basın açıklaması yayınladı.

 

YAŞAR KARAKELLE GRUP Yönetim Kurulu Başkanı İşadamı Yaşar Karakelle, Yunanistan gibi turizm ve demokrasinin beşiği bir ülkenin yaşadığı dramın, oldukça trajik ve düşündürücü olduğuna da işaret ederek, 'Bugün bin küsur adasında, milyonlarca Avrulok turizm geliri elde eden ve üretim odaklarına da azami ölçüde sahip bir ülke olan Yunanistan, ülke olarak iflas etmiştir. Yunanistan batmıştır ama niye battığı tam olarak açıklanamamıştı. Aklı ekonomiye ermeyen, ancak mevcut sistemin yağdanlığını yapma arzusunda olan bazı aklıevveller, 'Yok orda üretim yoktu, siesta vardı; yok bol bulamaç harcadılar ondan oldu' falan diye nutuk atıyorlar ama işin özü tabii ki bu değil. Avrupa Birilği, hükmedebileceği; eline geçirebileceği bir uydu devlet arıyor; Yunanistan da bunun için biçilmiş kaftan. Yakın Asya'nın dibinde, Türkiye gii söznü dinleten bir konuma gelmiş ülkenin komşusu, yani Avrupa Birilği için bir piyon. Bakınız; Yunanistan 1981 yılında O anki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu'na tam üye olduğunda bir tarım ülkesiydi, en iyi beyaz peynir ve zeytinyağını Yunanlılar yapıyordu. Şarapta da iyilerdi, bir sürü de adaları vardı, keşfedilmemiş ve yatırım yapılmaya müsait onlarca koy demekti bu.  Ama 1981'de Yunanistan Avrupa tarım sübvansiyonları sistemine dahil olunca işler değişti. Zengin Avrupa ülkelerinin tarıma verdiği devlet yardımları, biinçsiz ve kontrolsüz olarak, tam bir keşmekeş içinde, Yunan çiftçilerine dağıtıldı. Bu yardımlar çiftçiler tarafından traktör yerine Mercedes otomobillere yatırılınca tarım gelişeceğine çöktü. Çünkü para, şartsız verilmişti. Yunanistan'ın, zeytinyağı pazarını İtalya ve İspanya kaptı. Oysa o yıllara kadar, Kıta Avrupası'nda bir, dünyada iles üç nuamraydılar. Beyaz peynir pazarını da yine Amerikan, Fransız, Danimarkalı şirketler ele geçirdi. Oysa o sektörde de, dünyada ilk üçteydier.  Beyaz peynirin yağsızından kızartılmışına kadar ürün yelpazesini geliştirdiler. Böylece Avrupa'nın diğer ülkeleri Yunanlıların ürün pazarlarını ele geçirip onlara kendi ürünlerini satmaya başladılar. Ne acıdır ki, Yunanlı; kendi bağından üretilen yağı, İspanyol etkitei ile satın almaya başldı marketten. Ne yazık ki serbbst piyasa koşulları gereği, buna hiçir yaptırım da uygulanmadı. Sonun başlangıcı da buydu. Keza turistik tesisler de, peyder pey yabancı seramyenin eline geçti. İç turizm öldü, dış turizm de, Mikanos ile Atina arasına sıkıştı kaldı' ifadelerini kullandı.

 

 

 

Yunanistan'ın kurtulması için, çok merhale atlatması lazım geldiğni ve yaşanan süreçte, Türkiye'nin de aralarında bulunudğu birçok yakın coğrafya ülkesi olduğunu da hatırlatan YAŞAR KARAKELE GRUP Yönetim Kurulu Başkanı İşadamı Yaşar Karakelle, şunları dile getirdi.

 

 

'Bizim ekonomimiz ile ilgili olarak çok fazla kendimize güvenip, Yuanistan krizinin bizi etkilemeyeceğini düşünmek yanlıştır, zira etkileyecektir. Yunanistan'a AB ve IMF'den verilen kurtarma yardımının toplam tutarı 220 milyar euroyu bulacağı kesindir. Bu paranın geri ödenmesi için vergi toplamak şart hale gelecek. İşte bu vergileri yaratacak ekonomik işlemler, batmış v eiflas etmiş Yunanlıların tekrar en iyi bildiği işlere dönüşüyle gerçekleşecek.  Bir kere Yuanistan 24 saat üretmeli, en azından birkaç zaman milli seferberlik ilan etmelidir. Yunan halkı da, tembel ruhunu bir yana bırakmalıdır. Yunanistan'ın nüfusu 11 milyon işçi sayısı 5 milyon kişiyi buluyor. Şu anda yoğun özelleştirme uygulaması yapılacağına kesin gözüyle bakıyorum. Mantıksız kamu yatırımları durdurulacak. Zaten öyle de olmalı. Zarar eden kamu şirketleri kaptılacak ki çok var bunlardan. Tabii özelleştirmelerin ardından açıkta kalan işgücü Yunanlıların en iyi bildiği işlere yönlendirilecek. Yunanllar, bazı sektörlerde hakikaten iyi. Kuşkusuz, ilaç yapımı, medikal turizm, yaşlıların bakımı, atık yönetimi, yabancı öğrencilere klasik temel bilimler yüksek öğretim hizmeti, lojistik merkez, su kültürü ve Yunan spesiyali yiyecek üretimi, iyi bir kalkınma hamlei için ideal. Kısaca beyaz peynir yapımı, zeytinyağı ve turizm canlandırılmalı.  Öyle ki zeytinyağı turzimi bie vardı Yunanistan'da ve bu ülke ekonomisinin yüzde 3,5'uğuydu. Zira, dünya beyaz peynir ihtiyacının yüzde 28'ini hâlâ Yunanlılar karşılıyor, dünya zeytinyağı pazarının da yüzde 4'ünü yine Yunanlılar kontrol ediyorlar. Bu iki üründe marka ve kalite kontrolünde yeni çalışmalar yapmaları şart. Pazar tekrar elde edilecek...'

 

 

 

Ekonomiler had bilmeli

 

YAŞAR KARAKELLE GRUP Yönetim Kurulu Başkanı İşadamı Yaşar Karakelle, 'Yunaniktan'da Yaşanan Kriz, Boyutları ve Orta Vadede Dünyaya Etkileri' başlıklı açıklamasında, ülke ekonomilerinin kenid gerçeklerinin farkında olmaları gerektiğini de kaydedrek, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

 

'Buna had bilmek de denir. Yunan ekonomisinin, haddini bileceği çok altın bileziği var aslında ama, işte hadsizlik; kaynakları tüketmiş. Japonya'dan sonra dünyanın en büyük gemi filosuna Yunanlılar sahipler. Bu filoyla orta sınıf turisti tesislerine çekmeleri şart. İnşaat malzemesi olarak çimento, alüminyum üretimine destek verilecek ve ilaç endüstrisine yönelik yeni teşvikler uygulanmalı. Bunalrın çoğunu halen Türkiye'de temin ediyorlar.  Yunanistan ekonomisi bu yıl yüzde 6.5 oranında küçülecek. İşsizlik Mart ayı verileri itibarıyla yüzde 21.9 düzeyinde bulunuyor. Neticde, işsizlik yıl içinde daha da artacak. Yunanistan için işler kısa dönemde pek iç açıcı değil. Fakat, en az on-onbeş yıl sonra önerilen sekiz sektör üzerine çalışılırsa ilave 49 milyar Avro katma değer sağlanacak, 520 bin yeni istihdam yaratılacak.  Yunanistan, Türkiye ekonomi yönetimi muhakkak algılamalı. Zira, dünyada aşırı regülasyon yapan üç ülke sırasıyla Yunanistan, Türkiye ve Polonya olarak biliniyor. Bu tam bir keşmekeş essaen. Bildiğiniz gibi aşırı regülasyon verimliliği hızla geriletiyor. Kaldı ki şu da açık bir gerçektir, Türkiye’yi Yunanistan örneği ile korkutmak, büyük bir talihsizilk ve yanlış hamledir; zira Türkiye çalışma geleneği ve potansiyeli gereği asla bir Yunanistan olmaz. Avrupa Birliği’nin, gerektiğinde hükemdemeyeceği için Türkiye’yi bu kadar oyaladığı da gayet sarih bir biçimde karşımızda durmaktadır. Şu sorulablir: 'Acaba, 34 yıllık Avrupa Birliği üyeliği, Yunanistan’a niye yaramadı?'. Biraz daha açmakta yarar var. Yunanistan’ın krizinin kökleri, 1970 ve 1980’lere kadar uzanmaktadır. Türkiye ve Yunanistan arasında en önemli yapısal farklar bu dönemde oluştu ve belirginleşti. 1974 Kıbrıs olayları ve akabinde yaşananlar Yunanistan’ın Türkiye’nin aksine cunta ve askerî vesayetten kurtulmasına neden oldu. Öte yandan yine Türkiye’nin aksine Yunanistan 1980’lerde devlet sektörü ağırlıklı, dış borca bağımlı, rekabet gücü düşük bir ekonomi modeli olarak dikkat çekiyordu. İşte o dönemin devletçi ekonomisinin bedelini Yunanistan şimdi ödemeye başladı. Kriz çok daha önceden de patlayabilirdi. Devlet naltallaşmıştı ama kriz bir biçimde patlamadı. Avrupa Birliği üyeliği. Avrupa Birliği hibe ve sübvansiyon programları Yunanistan kamu sektörüne sıcak para akışı sağlayarak ülkenin yapısal sorunlarının önüne bir perde çekti. Ekonomi, pembe bir rüya örmye başladı. Aynı zamanda bu hibeler Yunanistan ekonomisinde kamu sektörünün payını daha da büyütüp, dolaylı olarak yolsuzluğun artmasına da yol açtı. Unutulmamalıdır ki, kamu ne kadar sektörlere hakim olursa, yolsuzulk da o derece artacaktır. Ne yazik ki işin doğasıda bu vardır. Soğuk Savaş’ın sona ermesi de Yunanistan’a çok yaradı ve yapısal sorunların su yüzüne çıkmasını engelledi. Yunanistan, AB'nin yaramaz çocuğu olarak, olası yeni ibr 'Doğu Bloku'na karşı, en sağlam müttefik olacaktı. Kuzey’den gelen komünist tehdidin ortadan kalkması Yunanistan ekonomisinin özel sektörüne Güney Doğu Avrupa’da yeni, keşfedilmemiş bir ekonomik bölge ve yatırım alanı açılmasını sağladı. İlk başta iyi olan bu alan, zamanla batmanın ortamını da hazırlayaaktı.  Yunan şirketler Bulgaristan, Arnavutluk ve Sırbistan gibi ülkelerde bankacılık, telekomünikasyon, inşaat, enerji sektörlerinde çok ciddi yatırım yaptılar. Bu yatırımların getirileri bölgenin ve Yunanistan’ın ekonomik kalkınmasında çok büyük katkı sahibi omuştu ama bununla birlikte, bu yükselen rant, Yunan ekonomisinde diğer önemli zayıf noktalarının saklanmasına yol açtı. Tabii adaların aldığı göç de krizde önemli bir pay sahibiydi. Özellikle tarım ve inşaat sektörleri göçmen işgücünden yüksek oranda faydalandı. Ama yerli istihdam bitmişti. Bu hatırı sayılır demografik değişim ve gençleşim ülkenin ekonomisinin sorunlarının ciddi olarak büyümesini ve görünür hale gelmesini en az on beş sene geciktirdi. İstihdam kan ağlıyordu ama gerçek bir türla algılanamıyordu. İktisadi sorunları nedeniyle AB’nin Ekonomik ve Parasal Birliği’ne son ülke olarak kabul edilen Yunanistan, buna rağmen Avro Bölgesi’nde 2000’lerin ilk senelerinde görülen yüksek ekonomik istikrardan ve düşük faizlerden faydalanabildi. Avro Bölgesi’ne girerek Drahmi'nin güvensizliğinden kurtulan kamu sektörü ucuz borç imkânlarını değerlendirdi. Bu yolla, ekonomide likidite beklenmedik seviyelere çıktı ve yapay bir refah seviyesi sağlandı. Ama bir yerde patlak verecekti ve 2007’de patlayan küresel kriz diğer gelişmiş ülkelerin ekonomik zaaflarıyla birlikte Yunanistan’ın yapısal sorunlarını da gerçek ölçütleriyle su yüzüne çıkardı. Çok ama çok uzun bir süredir kimsenin dikkatini çekmeyen ciddi cari açık, borç ve rekabetçilik sorunları ön plana çıkarak ülkenin iflasın eşiğine gelmesini engelleyemedi…’

 

 




Bu haber 1754 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER EKONOMİ Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
FOTO GALERİ
  • MARKALAR
    MARKALAR
  • AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI ZİYARETİ
    AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI ZİYARETİ
  • Millet için EVET
    Millet için EVET
  • Gündem Ekonomi Haber
    Gündem Ekonomi Haber
  1. MARKALAR
  2. AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI ZİYARETİ
  3. Millet için EVET
  4. Gündem Ekonomi Haber
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Osman Zeki Öner
    Osman Zeki Öner
  • Osmanlı
    Osmanlı
  • Kubat Ötme Bülbül
    Kubat Ötme Bülbül
  • Neşet Ertaş Evvelim Sen Oldun
    Neşet Ertaş Evvelim Sen Oldun
  • Aytaç Doğan İç Benim İçin
    Aytaç Doğan İç Benim İçin
  • İsmail Tunçbilek Derdin ne
    İsmail Tunçbilek Derdin ne
  1. Osman Zeki Öner
  2. Osmanlı
  3. Kubat Ötme Bülbül
  4. Neşet Ertaş Evvelim Sen Oldun
  5. Aytaç Doğan İç Benim İçin
  6. İsmail Tunçbilek Derdin ne
VİDEO GALERİ
YUKARI