Bugun...



OTEL FARELERİNİN HAYATI KİTAP OLUYOR
Tarih: 23-03-2017 13:35:48 Güncelleme: 03-05-2017 22:02:48 + -


Basın ve PR sektörünün yakından tanıdığı, otel ya da eent farelerinin hayatı, kitap oluyor... Kitapta çok ilginç anektotar ve ayrıntılar var...

facebook-paylas
Tarih: 23-03-2017 13:35

OTEL FARELERİNİN HAYATI KİTAP OLUYOR

Memuriyete geçmesiyle birlikte, aktif gazeteciliği bırakan, ancak tamamen gönüllü olarak yaptığı birbirinden ilginç  araştırma yazıları ve çalışmalarıyla, birçok kesim tarafından adından övgü ile söz ettiren Araştırmacı-Yazar Boğaç Yüzgül, yine bambaşka bir kitap çalışması ile, ekonomi çevrelerinden sosal çevrelere ve halkla ilişiler sektörü temsilcilerince ses getirecek bir araştırmaya imza atmaya hazırlanıyor…

 

‘EKİP’ adlı bu kitaptan hiçbir gelir elde etmeyeceğini ve beklemediğini de beyan eden Boğaç Yüzgül’ün bu kitap çalışmasında kaleme aldığı önsöz ise şu şekilde:

 

‘’…1970 ve 1980’li yıllarda, Türk Pop Müziği’nin en verimli isimlerinden biri olan İlhan İrem, bir şarkısında; ‘Hiçbirşey ülkesinde, her şey hiçbirşeymiş; hiçbirşey her şey her şeymiş; her şey hiçbirşey’ diye bir aliterasyon yapıyordu.

 

Yıllar sonra, ‘Ekip’ ile tanıştıktan sonra, bu şarkının dünyaya vermek istediği mesajın bir başka boyutunu da çok iyi anlamış oldum.

 

Okumakta olduğunuz ‘Ekip’ adlı bu kitap, toplumsal değerler ve mesleki etik anlamında, birçok kişi tarafından şiddetle eleştirilecek bir tutumu sergileyen ve ‘Otel Faresi’ yakıştırmasıyla anılan bazı insanların hayatlarından kesitler verdiği gibi, sosyoloji bilimi açısından incelenmesi şart hale gelen çok daha ilginç bir kitleyi okuyucuya aktarmaktadır.

 

Kitapta, en şiddetli kişilik bozukluklarından biri olan şizofren-parnoid hastalarda dahi rastlanmayacak ölçüde kişilik bozuklukları olan, inandıkları kimliğe bir anda brünen ve o kimliğe bir anda kendilerini de inandıran çok ilginç toplum katmanlarına tanıklık edeceksiniz…

 

Baştan belirtmem lazım gelen bir husus vardır:

 

Bu kitapta yer alan tüm karakterler, tamamıyla gerçek hayatta varolan, zaman içinde, kitap oluşurken ölmüş, belli bir  süre bu hayat tarzı ile yaşamış ve halen yaşamakta olan kimselerdir.

 

Zaten bu kişilerin, birbirlerini tanımlarken, ‘Ekip’ ifadesini kullanmaları ve ortak paydasında buluşmaları, kendilerini bir ekibin ruhu içinde yani söz konusu ‘Ekip’ içinde görmeleri; kitaba adını veren temel kaynaklardan biridir.

 

Ancak isimler, gerçek hayattaki isimleri değil, gerçek hattaki isimlerine çok benzer  bir yakıştırma ile kaleme alınmıştır. Mesela, Ahmet ‘Mehmet’, Ali ‘Veli’, Kazım ‘Nazım’ olmuştur.

 

İsimlerle birlikte, her kişinin, yani her ekip üyesinin bir lakabı vardır. 

 

Bu lakap o kişiye, bizzat ekip tarafından takılmıştır ve menfi ya da müspet; bu lakap,  o kişinin hayatının sonuna kadar bir sabıka kaydı gibi taşıyacağı bir unvan ya da takma ad niteliği taşımaktadır.

 

Yani ekip üyeleri, birbirlerini isimlerinin yanı sıra, daha çok o lakaplarla anmaktadırlar.

 

Özellikle de dedikodu yaparken…

 

Ekip, buradan yola çıkılarak; kahvaltısı, yemeği, kokteyli ve barbekü partisi ile akabinde after aprtisi  olan ve giriş ya da çıkışta küçük hediyeler verilen toplantılara, genel olarak bilim adamı, bilim kadını, siyasetçi ve gazeteci kimliği ile katılan; buna rağmen söz konusu mesleklerle hiçbir ilgileri bulunmayan kişilerin, birbirlerini adlandırmaarı ile ortaya çıkmış çarpıcı bir kavramdır.

 

Adeta bir tarikat ya da istihbarat örgütü mantığıyla işleyen, bir teşkilatlanma havası da veren ‘Ekip’in, kendi arasında geliştiridği çok ilginç kısaltmalı bir dil de vardır.

 

Bu dile ve yaratıcısına da kitapta yer verilecektir.

 

Ancak kitabın en önemli görevi, toplumdaki gelir adaletsizliğinin, başta sosyete özentisi ve böyle bir gruba aidiyet babında nasıl bir süreç içinde bulunulduğunu, iki ya da en fazla üç saatliğine de olsa böyle bir grubun üyesiymiş ya da sosyetik bir hayat tarzı varmış gibi yaşamasının nasıl bir tablo ortaya çıkardığını göstermesi olacaktır.

 

Ekip üyelerini, ya da bilinen tabirle otel farelerini detaylandırmadan önce, bir sosyo-psikolojik tahlili yapmak, bu kitlenin haleti ruhiyesini anlamak açısından yerinde olacaktır…

 

Genel olarak baktığımızda, özellikle de lüks otellerde düzenlenen kokteyl, resepsiyon ve açık büfe yemeklerde, üç temel tip insan modeli ile karşılaşırsınız.

 

Zaten bu insanlar duruşları ile, oturuş kalkışları ile, içki kadehini tutuşları ile, söz konusu içkiyi içişleri ile kendilerini iyice belli ederek, ait oldukları grubu gözler önüne sererler…

 

İlk grup insan modelinin ortak özelliği, bu kişilerin; söz konusu resepsiyona neden geldiklerini ve orada bulunuş amaçlarını bilen insanlar olmalarıdır…

 

İçki kadehini, avuçlarının alt kısmından hafifçe yukarı kaldırarak, içeceklerini; yavaş yavaş yudumlarlar. Herhangi bir yere oturacakları zaman, yavaş oturur ama hızlı kalkarlar. Az yemek yerler,  ama tatlıyı mutlaka alırlar.

 

Masadaki bez peçeteyi, kucaklarına değil, çaprazlamasına, tabaklarının altına korlar, yemek sırasında sohbetten kendilerini alı komazlar…

 

 

İkinci grup insan modeli de, muhtemelen açık büfe resepsiyon ya da kokteyl kültürü olmayan, salonda kendilerini yanlız ya da yabancı  hisseden kişilerden oluşur.

 

Upuzun gece boyunca, sadece bir, bilemedin; en fazla iki kadeh içki alırlar, ellerinden düşürmekten korktukları içki kadehini, sımsıkı kavrarlar ve gece boyu en fazla iki kanepeden başka hiçbir şey yemezler.

 

Kolay kolay hiçbir yere de oturmazlar.

 

Masa düzeni yemeklerde ise, en arka masaya usulen otururlar…

 

Üçüncü grup insan modeli ki, kitapta konu edinilen ‘Ekip’, bu gurubun içinde yer almaktadır; bu kişiler, kokteyl ya da yemek salonunda, onur konuğu ya da ev sahibi tutumu içindedirler.

 

İçki kadehini, ucundan hafif kaldırarak tutarlar ve sürekli kadehi sallarlar.

 

Gelen herkese başları ya da kolları ile selam verirler. Çok içerler, çok çeşitli içerler, kolaly kolay sarhoş olmadıkları için, bu karıştırma, onları çok etkilemez. Masaya bir hayli hızlı otururlar, ağır ağır kalkarlar. Çok yemek yerler, hatta doysalar bile yerler. Bu modele dahil olan ekip ise, bunlara ek olarak, mönüyü eleştirir, protesto eder, hatta firmanın büyüklüğüne göre mönü zayıfsa; bunu bizzat söz konusu şirket yetkilisine sitemle söylerler.

 

Ekip olarak söz edilen grubun şu andaki kesin sayısı tam olarak bilinmektedir. Ancak belirgin olarak 85 ile 123 kişi arasında değişken bir rakam telaffuz etmemiz de yanlış olmayacaktır.

 

Şu kadarını da belirtmemiz de fayda olacaktır ki, bazı büyük toplantılarda, gerçekten çok ünlü olan bazı yazar ve gazeteciler de ekibe dahil olmakta ve hiçbir şekilde davet edilmedikleri toplantılara, isimlerini, konumlarını ve kariyerlerini kullanmak suretiyle girerek, ekibin sayısını bir anda 170’lerin üstüne çıkartabilmektedirler.

 

Evet, kamuoyunun yakından tanıdığı birçok isim de, elde ettikleri istihbarat ile, birkaç yudum içmek, akşam yemeğini çıkarmak amacıyla, ‘Nasıl olsa bizi kimse geri çevirmez’ düşüncesiyle,  tıpkı ekip gibi, söz konusu geceye katılırlar, bir anda da gecenin davetsiz rengi oluverirler…

 

Ekibin büyük kısmı, internet gazeteciliği ile ilgilenmektedir, kimileri olmayan bir haber sitesi adı ile, kimileri ise; kendi açtıkları haber siteleri etiketi ile toplantılra iştirak etmektedirler…

 

Ancak acı bir gerçek de varır ki; ekibin  iştirak ettiği, bol haber içeriği de bulunan bazı toplantılara; ulusal bazda birçok gerçek gazeteci de katılmasına rağmen; o gazete ya da haber sitelerinde o toplantının taş çatlasa birkaç satır çıkan haberi, ekibin yayın organlarında tam metin olarak da yayınlanmaktadır… Bu nedenle, ekibin, internet gazeteciliğine yaptığı katkı da asla yadsınamaz…

 

Burada dikkat çeken bir başka nokta ise, bazı ekip üyelerinin; kendilerini ekip içerişindi yetiştirerek, bri anda internet gazetecisi olmaları, hatta bu internet siteleri ile, birçok gazeteci sivil topum örgütünde de kabul görmeleridir… Hatta birkaçı, kurdukları ilginç haber siteleri ile, haber programlarına dahi  konu ve konuk olmuşlardır…

 

Ben bu kitabı okurken, keyif alacağınızı ümit etmekteyim. Umarım gerçekten keyif alırsınız ve kitapta yer alan ve aslında yanı başınızda yaşanmasına rağmen, yabancı kaldığınız bir olguya tanıklık etme şansı yakalamış olduğunuz hissine kapılırsınız…’’

 

Kitabın, Boğaç Yüzgül’ün gerekli izinleri alması halinde, 2018 yılı başında basılarak, kitapçılardaki yerini alması bekleniyor…  

 

KİTAP DÜNYASI

 

 

 




Kaynak: WMAGAZINEWORLD

Bu haber 1651 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÜLTÜR-SANAT Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
FOTO GALERİ
  • MARKALAR
    MARKALAR
  • AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI ZİYARETİ
    AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI ZİYARETİ
  • Millet için EVET
    Millet için EVET
  • Gündem Ekonomi Haber
    Gündem Ekonomi Haber
  1. MARKALAR
  2. AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI ZİYARETİ
  3. Millet için EVET
  4. Gündem Ekonomi Haber
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Osman Zeki Öner
    Osman Zeki Öner
  • Osmanlı
    Osmanlı
  • Kubat Ötme Bülbül
    Kubat Ötme Bülbül
  • Neşet Ertaş Evvelim Sen Oldun
    Neşet Ertaş Evvelim Sen Oldun
  • Aytaç Doğan İç Benim İçin
    Aytaç Doğan İç Benim İçin
  • İsmail Tunçbilek Derdin ne
    İsmail Tunçbilek Derdin ne
  1. Osman Zeki Öner
  2. Osmanlı
  3. Kubat Ötme Bülbül
  4. Neşet Ertaş Evvelim Sen Oldun
  5. Aytaç Doğan İç Benim İçin
  6. İsmail Tunçbilek Derdin ne
VİDEO GALERİ
YUKARI