Bugun...



OTEL FARELERİNİN HAYATI KİTAP OLUYOR
Tarih: 28-09-2014 13:07:13 + -


'Otel Faresi' olarak bilinen ve etkinliklere bilim adamı, uzman, poltikacı ve gazeteci kimliği ile katılmalarna rağmen, bu mesleklerle ilgileri bulunmayan kişilerin hayatı ilginç bir katapta yerini buluyor... Kamuoyunda

facebook-paylas
Tarih: 28-09-2014 13:07

OTEL FARELERİNİN HAYATI KİTAP OLUYOR

 

Kamuoyunda 'Otel Faresi' olarak bilinen ve etkinliklere bilim adamı, uzman, poltikacı ve gazeteci kimliği ile katılmalarna rağmen, bu mesleklerle ilgileri bulunmayan kişilerin hayatı ilginç bir katapta yerini buluyor...

Yazarı ve çıkacağı tarih sır gibi saklanan bu katıban önsözünü, MERİÇ HABER AJANSI, sizler için ele geçirdi. 

İşte bu ilginç kitabın önsözü:


'... 1970 ve 1980’li yıllarda, Türk Pop Müziği’nin en verimli isimlerinden biri olan İlhan İrem, bir şarkısında; ‘Hiçbirşey ülkesinde, her şey hiçbirşeymiş; hiçbirşey her şey her şeymiş; her şey hiçbirşey’ diye bir aliterasyon yapıyordu. Yıllar sonra, ‘Ekip’ ile tanıştıktan sonra, bu şarkının dünyaya vermek istediği mesajın bir başka boyutunu da çok iyi anlamış oldum.
 
Okumakta olduğunuz ‘Ekip’ adlı bu kitap, toplumsal değerler ve mesleki etik anlamında, birçok kişi tarafından şiddetle eleştirilecek bir tutumu sergileyen bazı insanların hayatlarından kesitler verdiği gibi, sosyoloji bilimi açısından incelenmesi şart hale gelen çok daha ilginç bir kitleyi okuyucuya aktarmaktadır. 

Kitapta, en şiddetli kişilik bozuklukları olan, paranoid-şikzofren hastalarda dahi rastlanmayacak ölçüde kişilik bozuklukları olan, inandıkları kimliğe bir anda brünen ve o kimliğe bir anda kendilerini de inandıran çok ilginç toplum katmanlarına tanıklık edeceksiniz…
 
Baştan belirtmem lazım gelen bir husus vardır:
 
Bu kitapta yer alan tüm karakterler, tamamıyla gerçek hayatta varolan, yaşamış ve halen yaşamakta olan kimselerdir.
 
Zaten bu kişilerin, birbirlerini tanımlarken, ‘Ekip’ ortak paydasında buluşmaları, kendilerini bir ekibin ruhu içinde yani söz konusu ‘Ekip’ içinde görmeleri; kitaba adını veren temel kaynaklardan biridir.
 
Ancak isimler, gerçek hayattaki isimleri değil, grçek yaşamdaki isimlerine çok benzer  bir yakıştırma ile kaleme alınmıştır. 

Mesela, Ahmet ‘Mehmet’, Ali ‘Veli’, Kazım ‘Nazım’ olmuştur.  
 
İsimlerle birlikte, her kişinin, yani her ekip üyesinin bir lakabı vardır.  Bu lakap o kişiye, bizzat ekip tarafından takılmıştır ve menfi ya da müspet; bu lakap,  o kişinin hayatının sonuna kadar sabıka kaydı gibi taşıyacağı bir unvan ya da 'Takma ad' veya 'Göbek adı' niteliği taşımaktadır.
 
Yani ekip üyeleri, birbirlerini isimlerinin yanı sıra, daha çok o lakaplarla anmaktadırlar. 

Özellikle de dedikodu yaparken…
 
Ekip, buradan yola çıkılarak; kahvaltısı, yemeği, kokteyli ve barbekü patisi olan, giriş ya da çıkışta küçük hediyeler verilen toplantılara, genel olarak bilim adamı, bilim kadını, siyasetçi ve gazeteci kimliği ile katılan; buna rağmen söz konusu mesleklerle uzaktan yakından hiçbir ilgileri ulunmayan kişilerin, birbirlerini adlandırmaarı ile ortaya çıkmış çarpıcı bir kavramdır. 

Adeta bir tarikat ya da istihbarat örgütü mantığıyla işleyen, bir teşkilatlanma havası da veren ‘Ekip’in, kendi arasında geliştiridği çok ilginç kısaltmalı bir dil de vardır. Bu dile ve yaratıcısına da kitapta yer verilecektir.
 
Ancak kitabın en önemli görevi, toplumdaki gelir adaletsizliğinin, başta sosyete özentisi ve böyle bir gruba aidiyet babında nasıl bir süreç içinde bulunulduğunu, bazıinsanlrın iki ya da en fazla üç saatliğine de olsa böyle bir grubun üyesiymiş ya da sosyetik bir hayat tarzı varmış gibi yaşamasının nasıl bir tablo ortaya çıkardığını göstermesi olacaktır.
 
Genel olarak baktığımızda, özellikle de lüks otellerde düzenlenen resepsiyon ve açık büfe kokteyllerde; üç temel tip insan modeli ile karşılaşırsınız. Zaten bu insanlar duruşları ile, oturuş kalkışları ile, içki kadehini tutuşları ile, söz konusu içkiyi içişleri ile kendilerini iyice belli eder.
 
İlk grup insan modelinin ortak özelliği, bu kişilerin; söz konusu resepsiyona neden geldiklerini ve orada bulunuş amaçlarını bilen insanlardır. İçki kadehini, avuçlarının alt kısmından hafifçe yukarı kaldırarak, yavaş yavaş yudumlarlar. Herhangi bir yere oturacakları zaman, yavaş oturur ama hızlı kalkarlar. Az yemekyerler, ama tatlıyı mutlaka alırlar.
 
İkinci grup insan modeli de, muhtemelen açık büfe resepsiyon ya da kokteyl kültürü olmayan, salonda kendilerin yalnız hisseden kişilerden oluşur. Upuzun gece boyunca, sadece ir kadeh içki alırlar, düşürmekten korktukları içki kadehini, sımsıkı kavrarlar ve gece boyu en fazla iki kanepeden başka hiçbir şey yemezler. Kolay kolay hiçbir yere de oturmazlar.
 
Üçüncü grup insan modeli ki, kitapta konu edinilen ‘Ekip’, bu gurubun içinde yer almaktadır. Bu kişiler, kokteyl ya da yemek salonunda, onur konuğu ya da ev sahibi tutumu içindedirler. İçki kadehini, ucundan hafif kaldırarak tutarlar ve sürekli kadehi sallarlar. Geen herkese baları ya da kolları ile selam verirler. Çok içerler, çok çeşitli içerler, kolaly kolay sarhoş olmadıkları için, bu karıştırma, onları çok etkilemez. Masaya bir hayli hızlı otururlar, ağır ağır kalkarlar. Çok yemek yerler, hatta doysalar bile yerler. Bu modele dahil olan ekip ise, bunlara ek olarak, mönüyü eleştirir, protesto eder, hatta firmanın büyüklüğüne göre mönü zayıfsa; bunu bizzat söz konusu şirket yetkilisine sitemle söylerler.
 
Ekip olarak söz edilen grubun şu andaki kesin sayısı tam olarak bilinmektedir. Ancak belirgin olarak 85 ile 123 kişi arasında değişken bir rakam telaffuz etmemiz de yanlış olmayacaktır. Zira, sadaece kuru pastalı ikramı bulunduğu tahmin edilen toplantılarda, ekip sayısı 15-45 olurken, film galası ya da açık büfe yemeği olacağı bilinen etkinliklerde, sayı 80-100'ü bulabilmektedir...

Ekibin en büyük korkulu rüyası, toplantıları organze eden halkla ilişkiler firmalarıdır. Çünük bu firmalar da artık yıllardır bu ekibi tanımıştır. İlginç oan şudur ki, gündeme çok yansımayacak bazı toplantılarda, ekibin sayısı, gerçek gaztecilerden fazladır ve halkla ilişkiler firmaları, gerek kurumsal iletişimni üstlendikleri firmalara karşı mahçup olmamak ve 'Bakın topantımza en çok basını iz yığdık' demek için, buna göz yummaktadırlar... 

Şu kadarını da belirtmemiz de fayda olacaktır ki, bazı büyük toplantılarda, gerçekten çok ünlü olan bazı yazar ve gazeteciler de ekibe dahil olmakta ve hiçbir şekilde davet edilmedikleri toplantılara, kariyerlerini kullanmak suretiyle girerek, ekibin sayısını bir anda 170’lerin üstüne çıkartabilmektedirler.
 
Bu kitabın amacı asla birilerini deşifre etmek, bizzat tanıdığım ve dostum da olan bazı ekip üyelerine ihanet etmek değildir. Sadec eilginç bir sosyolojik çıkarım yapmaktır. 

Ben bu kitabı okurken, keyif alacağınızı ümit etmekteyim. Umarım gerçekten keyif alırsınız ve kitapta yer alan ve aslında yanı başınızda yaşanmasına rağmen, yabancı kaldığınız bir olguya tanıklık etme şansı yakalamış olduğunuz hissine kapılırsınız...'




Bu haber 1224 defa okunmuştur.

Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÜLTÜR-SANAT Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
FOTO GALERİ
  • MARKALAR
    MARKALAR
  • AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI ZİYARETİ
    AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI ZİYARETİ
  • Millet için EVET
    Millet için EVET
  • Gündem Ekonomi Haber
    Gündem Ekonomi Haber
  1. MARKALAR
  2. AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI ZİYARETİ
  3. Millet için EVET
  4. Gündem Ekonomi Haber
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Osman Zeki Öner
    Osman Zeki Öner
  • Osmanlı
    Osmanlı
  • Kubat Ötme Bülbül
    Kubat Ötme Bülbül
  • Neşet Ertaş Evvelim Sen Oldun
    Neşet Ertaş Evvelim Sen Oldun
  • Aytaç Doğan İç Benim İçin
    Aytaç Doğan İç Benim İçin
  • İsmail Tunçbilek Derdin ne
    İsmail Tunçbilek Derdin ne
  1. Osman Zeki Öner
  2. Osmanlı
  3. Kubat Ötme Bülbül
  4. Neşet Ertaş Evvelim Sen Oldun
  5. Aytaç Doğan İç Benim İçin
  6. İsmail Tunçbilek Derdin ne
VİDEO GALERİ
YUKARI