2017 yılında Türkiye-Almanya ilişkileri tarihinde hiç olmadığı kadar gerildi.

Karşılıklı suçlamalar, restleşmeler, seyahat uyarıları, Nazi suçlamaları hatta yolcuların köpekle aranması gibi söylem ve eylemler yaşandı. Her iki ülkenin de seçim döneminde gerginleşen ilişkiler 2018'de nasıl olacak?

Türkiye'nin en büyük turist kaynak pazarı Almanya'da, son iki yılda ciddi gerilemeler yaşandı. Türkiye'de yaşanan terör olaylarının üstüne bir de iki ülke arasındaki siyasi gerilim eklenince Alman turist büyük oranda Türkiye'den vazgeçti.

2015 yılının ocak-ekim arasındaki 10 aylık döneminde Almanya'dan Türkiye'ye gelen ziyaretçi sayısı 5 milyon 144 bin olurken, 2016 yılının aynı döneminde bu sayı 3 milyon 630 bin ve 2017 yılının aynı döneminde 3 milyon 336 bin olarak kayıtlara geçti. En çok ziyaretçinin geldiği 2015 yılı ile kıyaslandığında, yüzde 30'luk bir kayıp söz konusu.

2018 yılı için ise Almanya pazarında umutlu bir bekleyiş var. Değelendirme yapan turizmciler, Almanya ve Avrupa pazarı olmadan Türk turizminin ciddi anlamda karlılık ve doluluk sorunu yaşayacağını belirtiyor. Sektör, Almanya'dan gelen erken rezervasyon verilerinin ise umut verici olduğu görüşünde. Özellikle TUI, Thomas Cook ve FTI gibi önde gelen tur operatörlerinin 2018'de Türkiye kapasitesini arttırması umutların daha fazla yeşermesini beraberinde getirdi.

Peki 2018 yılında Almanya-Türkiye ilişkileri nasıl bir seyir izler?

2017'de iki tarafta da hakim olan seçim havasının ilişkileri olumsuz etkiledi…

Her iki taraf da gerginlikler üzerinden iç politikada puan kazanmaya çalıştı. Ve bunu da başardılar…

Heinrich-Böll Vakfı İstanbul Bürosu Yöneticisi Kristian Brakel, Almanya'da Türkiye ile ilgili tartışmaların "histeriye" dönüştüğünü belirtiyor ve ekliyor: "Türkiye'nin giderek otoriterleşmesine yönelik haklı eleştirilerin yanında hedefini aşan eleştirilere de tanık olundu. Şimdiye kadar hiç Türkiye ile ilgilenmemiş, insan hakları ve demokrasi konularıyla pek ilgisi bulunmayan kişiler de Türkiye politikasıyla puan toplamaya çalıştı."

Kristian Brakel, ilişkilerde "sessiz sedasız bir yakınlaşma" yaşansa da bunun krizin sona erdiği anlamına gelmediği görüşünde. Brakel, Türkiye'de iç siyasi durumun ve demokratik standartların kötüleşmeye devam etmesi durumunda Almanya'da Türkiye konusunun kapanmayacağını vurguluyor.

Mustafa Nail Alkan da 2018'in daha sakin geçmesini beklemekle birlikte, süregelen eski sorunların çözüme kavuşturulmamış olması nedeniyle yeni krizlerin çıkabileceğine işaret ediyor. Türkiye'de 2019'da yapılması planlanan seçimlere ve gerilimin yeniden artabileceğine dikkat çeken Alkan, "2018'de sorunların hepsine olmasa da çoğuna çözüm bulunması gerekiyor ki, 2019'a biraz daha sakin girebilelim" diyor. Alkan'a göre ikili ilişkilerin düzelmesi için en acil ihtiyaç duyulan şey, karşılıklı güveni tazeleyecek adımlar atılması. "Bunun için de sadece siyasilere değil, sivil toplum ve medyaya da önemli bir görev düşüyor" yorumunu yapıyor…