Dış Patent Kurumsal İletişim Direktörü İpek İpek, milli gastronomi markalarımızın acilen çoğaltılarak uluslar arası platformlarda pazar bulması geriktiğinin altını çizdi…

Dış Patent Kurumsal İletişim Direktörü İpek İpek, milli gastronomi markalarımızın acilen çoğaltılarak uluslar arası platformlarda pazar bulması geriktiğinin altını çikerek; ‘Türkiye, dünyanın en zengin gastronomi cenneti konumunda. Coğrafi İşaret bilinci de yavaş yavaş gelişmeye başladı. Bu güçle birlikte; yeni yeni markalarla; dünya pazarında milli gastronomi markalarımızı arttırırsak; ülke ekonomisine nasıl bir güç olduğunu hep birlikte göreceğiz’ yorumunu yaptı…

Dış Patent Kurumsal İletişim Direktörü İpek İpek, ‘Türkiye Ekonomisi ve Milli Gastronomi Markaları’ başlıklı bir basın açıklaması yaptı…

Dış Patent Kurumsal İletişim Direktörü İpek İpek, ‘Türkiye Ekonomisi ve Milli Gastronomi Markaları’ başlıklı açıklamasında; ‘Simit Sarayı’ ve ‘Nusret’in, bunlara en güzel örnekler olduğunu da vurgulayarak; ‘Ancak on binlerce tattan; üç-beş tane örnek; aslında bizim utanç kaynağmız olmalı. Zira bu lezzetle, dünya tarafından sadece turitlerce bilinebiline. Dünya başkentlerinde ya da metropollerde; yüzlerce Türk Gastronomi Markası olsa; ekonomiye de nasıl bir katkı sağlayacağını hep birilkte gözlemeleyeceğiz’ kaydını da yaptırdı…

Dış Patent Kurumsal İletişim Direktörü İpek İpek, ‘Türkiye Ekonomisi ve Milli Gastronomi Markaları’ başlıklı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

‘Türkiye, dünyanın en zengin gastronomi cenneti konumunda. Coğrafi İşaret bilinci de yavaş yavaş gelişmeye başladı. Bu güçle birlikte; yeni yeni markalarla; dünya pazarında milli gastronomi markalarımızı arttırırsak; ülke ekonomisine nasıl bir güç olduğunu hep birlikte göreceğiz. Coğrafi İşaret bilinci de, yetersiz gibi görünse de artık rayına oturmuş görünüyor. Bu güçle; müşeşebbüslerce de atılack adımladı; yüzlerce yeni yeni uluslar arası milli gastronomi markası yaratabiliriz.  ‘Simit Sarayı’ ve ‘Nusret’ bunun en bariz örneği ama çok yetersiz. 81 ilden en az beş bin milli gastronmi markası çıkar.  Bakınız; ‘Köfte’ bu topraklarda doğdu ve Sümerce’de ‘Kufette’ denilen etli harman kelimesinden bugüne yansıdı. Ama adamlar; ‘Köfte-Ekmek’ anlamına gelen ‘Humburger’i, bugün dünyada saniyede milyarlarca satıyorlar. Bizim; sadece et kültüründe; en az bin tane çeşidimiz var; bunu neden bir milli gastronmi markasına dönüştürmeelim ki? Bu konuda en kısa sürede bir adım atılmalı. Dünyada en çok milli gastronoi markası olması gereken ir ülke iken; en alt sıralarda olmaız aslında bir utanç kaynağı olmalıdır. Bu konuda atılacak olan adımla; bölgesel kalkınmayı da gelitirecektir. Bir marka ve markalaşma uzmanı olarak iddia edebilirim ki; bu tip bir yatırım; hem riski en az olan bir yatırım olacak; hem mütihş bir markalaşma zemini de hazırlayacaktır…’

BALKAN EKONOMİ HABER AJANSI