Bugun...



GURME BOĞAÇ YÜZGÜL BENZEŞEN MUTFAK KÜLTÜRLERİNİ YAZDI
Tarih: 01-05-2019 22:44:43 + -


Gastronomi Uzmanı Gurme Boğaç Yüzgül, Türk ve İtalyan Mutfak kültürleri arasındaki bazı ilginç benzerlikleri GASTRO-ART DERGİSİ okurları için yazdı…

facebook-paylas
Tarih: 01-05-2019 22:44

GURME BOĞAÇ YÜZGÜL BENZEŞEN MUTFAK KÜLTÜRLERİNİ YAZDI

Türk ve Dünya Mutfağı üzerine yaptığı çok sayıda gönüllü çalışmalarla birçok kesimin büyük takdirini toplayan Uluslararası Mutfak Sanatçıları ve Gurmeler Birliği Türkiye Masası Yönetim Kurulu Onursal Üyesi, Dünya Yöresel Lezzetleri Tanıtma Platformu Başkanvekili, TURİZMAGAZİNİST Araştırmacılar ve Yazarlar Platformu Mütevelli Heyet Üyesi ve Türkiye Görsel Sanatlar ve Edebi Eserler Eleştirmenleri Konsorsiyumu Genel Sekreteri  Gastronomi Uzmanı Gurme Boğaç  Yüzgül, Türk ve İtalyan Mutfak Kültürleri arasındaki çok ilginç benzerlikleri, GASTRO-ART DERGİSİ okurları için kaleme aldı.

 

Avrupa’nın Türk Mutfak Kültürü’nde önemli bir yeri olan kokareci yasaklamaya çalışırken, İtalya’daki bazı sakatatsa lezzetleri göz ardı ettiğini anımsatan Uluslararası Mutfak Sanatçıları ve Gurmeler Birliği Türkiye Masası Yönetim Kurulu Onursal Üyesi, Dünya Yöresel Lezzetleri Tanıtma Platformu Başkanvekili, TURİZMAGAZİNİST Araştırmacılar ve Yazarlar Platformu Mütevelli Heyet Üyesi ve Türkiye Görsel Sanatlar ve Edebi Eserler Eleştirmenleri Konsorsiyumu Genel Sekreteri  Gastronomi Uzmanı Gurme Boğaç  Yüzgül, İtalyanlar’da da işkembe çorbası ve sakatat soteleri benzeri yiyecekler olduğunun altını çizdi.

 

 

 

 

 

Türk ve Dünya Mutfağı üzerine yaptığı çok sayıda gönüllü çalışmalarla birçok kesimin büyük takdirini toplayan Uluslararası Mutfak Sanatçıları ve Gurmeler Birliği Türkiye Masası Yönetim Kurulu Onursal Üyesi, Dünya Yöresel Lezzetleri Tanıtma Platformu Başkanvekili, TURİZMAGAZİNİST Araştırmacılar ve Yazarlar Platformu Mütevelli Heyet Üyesi ve Türkiye Görsel Sanatlar ve Edebi Eserler Eleştirmenleri Konsorsiyumu Genel Sekreteri  Gastronomi Uzmanı Gurme Boğaç  Yüzgül, Türk ve İtalyan Mutfak Kültürleri arasındaki çok ilginç benzerlikleri, GASTRO-ART DERGİSİ okurları için kaleme aldı.

 

Avrupa’nın Türk Mutfak Kültürü’nde önemli bir yeri olan kokareci yasaklamaya çalışırken, İtalya’daki bazı sakatatsa lezzetleri göz ardı ettiğini anımsatan Uluslararası Mutfak Sanatçıları ve Gurmeler Birliği Türkiye Masası Yönetim Kurulu Onursal Üyesi, Dünya Yöresel Lezzetleri Tanıtma Platformu Başkanvekili, TURİZMAGAZİNİST Araştırmacılar ve Yazarlar Platformu Mütevelli Heyet Üyesi ve Türkiye Görsel Sanatlar ve Edebi Eserler Eleştirmenleri Konsorsiyumu Genel Sekreteri  Gastronomi Uzmanı Gurme Boğaç  Yüzgül, İtalyanlar’da da işkembe çorbası ve sakatat soteleri benzeri yiyecekler olduğunun altını çizdi.

 

İpek Yolu ya da Baharat Yolu’nun bazı mutfak aksesuarlarına olan katkısının yatsınamayacağını da hatırlatan Uluslararası Mutfak Sanatçıları ve Gurmeler Birliği Türkiye Masası Yönetim Kurulu Onursal Üyesi, Dünya Yöresel Lezzetleri Tanıtma Platformu Başkanvekili, TURİZMAGAZİNİST Araştırmacılar ve Yazarlar Platformu Mütevelli Heyet Üyesi ve Türkiye Görsel Sanatlar ve Edebi Eserler Eleştirmenleri Konsorsiyumu Genel Sekreteri  Gastronomi Uzmanı Gurme Boğaç  Yüzgül, makalesine şu şekilde devam etti:

 

‘Lakin sanıldığı gibi yemek kültürleri, ne ipek yolu ne de baharat yolu ile gelişmedi. Yemek kültürlerine en büyük katkı denizciler, deniz seferleri ve deniz savaşlarından sağlandı. Klasik bilgidir, ‘Pizza’ ve ‘Pide’ benzerliği gibi. İsimleri bile birbirine benzerken; pizzada peynirler dibe, pide üste döşenir. Ama neticede mantık aynıdır.  Bakınız, bir kıyı kenti olan Trabzon’da meşhur olan, ‘Trabzon Pide’de, hemen her pideye, ‘Vakfıkebir Peyniri’ döşenir, yani Anadolu’nun her karışında yapılan pidelerde, peynir ya peynrili pidelerde, ya da olsa bile üste döşenirken,sadece en eski liman kenti olan Trabzon’da, dibe döşenir. İşte bu da denizciliğin katkısını gözler önüne seriyor. Elbette sadece pidede ve pizzada benzerlik yok. Bugün bizim çocukluğumuzdan itibaren çok sevdiğimiz ‘Kıymalı Makarna’nın da, İtalya’da karşılığı var. Hatta sağlam bir karşılığı var, hem de çok sağlam…

 

İtalya’nın en sağlam mutfak bölgelerinden biri olan Bolonya bölgesinin  en bilinen yemeği, ‘Spagetti Bolognese’dir. Ama burada önemli olan; ‘Bolognese Sos’tur. Bizde, telaffuzun gereği ‘Boolnez’ olarak bilinen bu sos, bildiğin kıymalı sostur. İçinde az sarımsak, kıyma, sivri biber, domates ve tabii ki soğan vardır. Bazı bölgelerde ‘Bolonez Soslu Piza’nın da var olması, kıymalı sosta da benzerliği ortaya koymaktadır. Zira Avrupa genelinde, köfte dahi olsa, et; tıpkı Güneydoğu Anadolu’da olduğu gibi, iri kıyım satırla ya da zırh benzeri bıçaklarla çekilir. Sadece Kuzey İtalya’da kıyma makinesi kullanılır. Ünlü Macar Pojarsky geleneğinde bile, kıyma çok iri çekilir…

 

Neyse dönelim İtalyan Mutfağı’na…

 

Kelle-Paça ve İşkmebe’yi sevmeyen az insan vardır o da kokusu ya da sarımsağı yüzünden. Yokas hiç sevmeyen bile ilk tattığında, bir daha bırakamaz bu lezzetleri…

 

Peki size İtalya’da da sakatata ve işkembeye doyacağınızı yazsam…

 

Lampredotto  diye bir tür sakatat ağırlıklı çorba var.  Yine ilginç bir biçimde, ‘Trippa Zuppa’ denen şirden ağırlıklı ve bizdeki Tuzlama benzeri iri  taneli bir çorbaları daha var. Tabii Pastreo denen ve bizdeki pastırmanın çok benzeri hazırlanan bir tür soğuk et yiyeceğini saymıyorum bile…

 

İtalya, damak tadımıza uygun arayışlar için en uygun Avrupa ülkesi aslında…

 

Toskana Bölgesi’nde sakatat çok bol yeniyor, en bilinenleri de daha çok yöresel de olmak üzere, ‘Rene Sote’, ‘Testicole Sote’ ki bizdeki koç yumurtasının boğa benzeri; bir de bunun Manda özlü yapılanı var ki o daha lezzetli ve adı da çağrıştırıyor; ‘Testicole Lare Nandato i sote’; tabii gzgara çiğer denen ‘Fegato de Grilla’yı unutmamak lazım… Tek fark, İtalyanlar, asla sakatatı bizim Arnavut Ciğeri tarzı kızartmazlar; ‘Cotta Piu’ yani çok pişirilmiş ya da sulu bırakılıp, ‘Poco Cotta’ denen çiğe yakın pişmiş şekilde…

 

Yine Floransa usulü işkembe ya da Floransa usulü çorba halinde şirden yapıyorlar.

 

Adı da ‘Trippa Lante Zuppa’…

 

 

Milano’nun köylerinde ‘culatello’ jambonu ya da culatello denilen ve hayvanın özel bir yerinden yapılan bir tür jambon var…

 

Son not, bildiğin permasan peyniri ise, bizim eski kaşarın manda sütü ile yapılmış hali. Bir de Permasan en az 36-48  ayda oluyor; kaşar ise taş çatlasa 18 ay…

 

Sebze yemeklerimiz de birbirine çok benziyor. Ama onların sağlıklı bir yanı var ki, balıkla sebzeyi çok kulanıyorlar; bizde bu kültür çok yeni ya da kara lahanadana öteye gidemiyor…

 

Gelecek makalemizde ise İtalyanalrın kahvaltı kültür ile benzeşmemizi yazacağım ve yine şaşıracaksınız…’

 

Türk ve Dünya Mutfağı üzerine yaptığı çok sayıda gönüllü çalışmalarla birçok kesimin büyük takdirini toplayan Uluslararası Mutfak Sanatçıları ve Gurmeler Birliği Türkiye Masası Yönetim Kurulu Onursal Üyesi, Dünya Yöresel Lezzetleri Tanıtma Platformu Başkanvekili, TURİZMAGAZİNİST Araştırmacılar ve Yazarlar Platformu Mütevelli Heyet Üyesi ve Türkiye Görsel Sanatlar ve Edebi Eserler Eleştirmenleri Konsorsiyumu Genel Sekreteri  Gastronomi Uzmanı Gurme Boğaç  Yüzgül, ayrıca; bir sonraki makalesinde; ekmek çeşitillği ile benzeşene noktaları da kaleme alacak…

 

SOFRAMIZ DERGİSİ(Gastro-Art Dergisi’nden Alıntı)

 

İstanbul Maçka’da yer alan ve özellikle konsept sergileri ile elit sanatseverlerin en  gözde santa galerilerinden biri olan ART212 Sanat Galerisi’nde Yalçın Gökçebağ’ın son dönem resimlerinden oluşan bir sergiyi sanatseverlerle buluşturdu.

 

ART212'DE YALÇIN GÖKÇEBAĞ RÜZGARI ESİYOR

 

 

Giderek azalan, bir süre sonra da belki tümüyle bitecek olan Anadolu kırsalındaki günlük yaşamı, Karadeniz’den Ege’ye, Doğu Anadolu’dan Akdeniz’e, Marmara’dan, Güney Doğu Anadolu’dan İç Anadolu’ya dek tuvaline aktarıp belgeleyen Yalçın Gökçebağ’ı, gerçek bir hikâye anlatıcısı olarak tanımlayabiliriz. Sanatçı yıllarca yaptığı çok sayıda farklı işin kendisine açtığı yol, kazandırdığı gözlem gücüyle oluşturduğu hikayeleri resimlerine yansıtıyor. En detaylı çalışmaları titizlikle yapan, kırsal yaşamı bize bambaşka bir perspektif ve ışıkla sunan sanatçı, adeta geçmişimizi saklamamıza yardım eden eşsiz bir belgeselci gibi çalışmış. Kırlara yukardan bir bakış, ufka doğru derinleşen bulutlar, gittikçe uzaklaşan, ama bitmeyen tarım alanlarını, meyve bahçelerini ve buralarda çalışan kadınları görebilirsiniz bu resimlerde.

 

Yalçın Gökçebağ, “Anadolu Düşleri” sergi 15 Mayıs 2019 tarihine kadar İSTANBUL ART212 Sanat Galerisi’nde, İSTANBUL ART212 Sanat Galerisi’nde görülebilir.

 

 

 

 

 

İstanbul Maçka’da yer alan ve özellikle konsept sergileri ile elit sanatseverlerin en  gözde santa galerilerinden biri olan ART212 Sanat Galerisi’nde Yalçın Gökçebağ’ın son dönem resimlerinden oluşan bir sergiyi sanatseverlerle buluşturdu.

 

Giderek azalan, bir süre sonra da belki tümüyle bitecek olan Anadolu kırsalındaki günlük yaşamı, Karadeniz’den Ege’ye, Doğu Anadolu’dan Akdeniz’e, Marmara’dan, Güney Doğu Anadolu’dan İç Anadolu’ya dek tuvaline aktarıp belgeleyen Yalçın Gökçebağ’ı, gerçek bir hikâye anlatıcısı olarak tanımlayabiliriz. Sanatçı yıllarca yaptığı çok sayıda farklı işin kendisine açtığı yol, kazandırdığı gözlem gücüyle oluşturduğu hikayeleri resimlerine yansıtıyor. En detaylı çalışmaları titizlikle yapan, kırsal yaşamı bize bambaşka bir perspektif ve ışıkla sunan sanatçı, adeta geçmişimizi saklamamıza yardım eden eşsiz bir belgeselci gibi çalışmış. Kırlara yukardan bir bakış, ufka doğru derinleşen bulutlar, gittikçe uzaklaşan, ama bitmeyen tarım alanlarını, meyve bahçelerini ve buralarda çalışan kadınları görebilirsiniz bu resimlerde.

 

Yalçın Gökçebağ, “Anadolu Düşleri” sergi 15 Mayıs 2019 tarihine kadar İSTANBUL ART212 Sanat Galerisi’nde, İSTANBUL ART212 Sanat Galerisi’nde görülebilir.

 

Ressam Yalçın Gökçebağ; 1944 Denizli'de doğdu. 1957'de İstanbul'da açılan Çapa İlk Öğretmen Okulu Resim Semineri'ne katılan Gökçebağ, 3 yıl Malik Aksel ve İlhami Demirci'den temel resim bilgileri aldı. 1961'de Denizli Şirinköyü'ne öğretmen olarak atanan Gökçebağ, 1 yıl öğretmenlikten sonra 1963'te girdiği Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'nden mezun oldu. 1966 yılında Akşehir İlk Öğretmen Okulu'na resim öğretmeni olarak atanan ressam, 1970'de İzmir'de öğretmenlik yaptı. 1971 TRT’de kameraman olarak çalışmaya başladı. 1990 ODTÜ Güzel Sanatlar Bölümünde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. 12'si yurtdışında olmak üzere toplam 60'ye yakın kişisel sergi açtı, çok sayıda karma sergiye katıldı. 6 yarışmalı sergide ödül kazanan sanatçının ödülleri arasında DYO Resim ve Heykel ödülü ve Devlet Resim ve Heykel Başarı ödülleri sayılabilir. Sanatçı, halen İstanbul’daki atölyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.

 

BURÇAK BOĞAÇHAN YÜZGÜL

 

BALKAN SANAT HABER AJANSI




Bu haber 725 defa okunmuştur.

Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÜLTÜR-SANAT Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
FOTO GALERİ
  • MARKALAR
    MARKALAR
  • AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI ZİYARETİ
    AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI ZİYARETİ
  • Millet için EVET
    Millet için EVET
  • Gündem Ekonomi Haber
    Gündem Ekonomi Haber
  1. MARKALAR
  2. AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI ZİYARETİ
  3. Millet için EVET
  4. Gündem Ekonomi Haber
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Osman Zeki Öner
    Osman Zeki Öner
  • Osmanlı
    Osmanlı
  • Kubat Ötme Bülbül
    Kubat Ötme Bülbül
  • Neşet Ertaş Evvelim Sen Oldun
    Neşet Ertaş Evvelim Sen Oldun
  • Aytaç Doğan İç Benim İçin
    Aytaç Doğan İç Benim İçin
  • İsmail Tunçbilek Derdin ne
    İsmail Tunçbilek Derdin ne
  1. Osman Zeki Öner
  2. Osmanlı
  3. Kubat Ötme Bülbül
  4. Neşet Ertaş Evvelim Sen Oldun
  5. Aytaç Doğan İç Benim İçin
  6. İsmail Tunçbilek Derdin ne
VİDEO GALERİ
YUKARI