Siparişinizi verdikten yaklaşık on dakika sonra gelmesine tahammül etmelisiniz… Beklemeye de değer doğrusu; çıtır çıtır kadayıfın içinden uzayan bir peynir huzmesi…
Siparişinizi verdikten yaklaşık on dakika sonra gelmesine tahammül etmelisiniz… Beklemeye de değer doğrusu; çıtır çıtır kadayıfın içinden uzayan bir peynir huzmesi…
Makbulu, normalden biraz daha ince kaçaklandırılmış kadayıf, tuzsuz tereme ya da hallima peyniri, iç fıstık ve az ağdalı şerbetli olanı…
Künefeden bahsediyorz…
Kimi
si Hatay'ın der, kimisi Mersin'in kimisi de Adana'nın.
Kimin peki hangi güzel şehrimizin bu güzel tatlı?
Bu illerimizin vazgeçilmez tatlılarından biri olan Künefe aslında bir Arap Tatlısı…
Cumhuriyetimizin kurulmasına giden yolda Osmanlının yollamış olduğu askerlerin bir kısmı da Yemen’e gitmişti…
Beyrut’ta da görev yaptı…
Burada tatlıcılık yapan kişilerden, öğrenmiş olduğu bu tatlıyı gittikleri yörede yapmaya başlayan askerlerin işiydi aslında künefenin doğması…
Mersin de 1930 lu yılların sonuna doğru Künefe gelmişken, Hatay'a 1940 larda gelmiştir.
Adana ise, bu tatlıyla ilk kez 1937’de, Salih Yüzbaşı ile tanışır…
Babası ve kardeşlerine bir tatlıcı açan Salih Yüzbaşı, burada; tulumba tatlısı, lokma, yassı kadayıfla beraber; peynirli kadayıf, yani künefe de yapmıştır…
Ama künefeyi de, kadayıfı da asıl geliştiren, Hatya Uzun Çarşı esnafı olmuştur…
Dünyada ise ilk kez, M.VÖ. II. Asırda, Lebnan(Lübnan)’da rastlıyoruz künefeye…
O zaman butik değil, iri tepsilerde yapılırdı ve ustalar tepsiyi kucaklayarak kaldırabildikleri için, kucaklama ya da kucaklanan anlamına elen ‘Kanaf’ ve ‘Knf’ kelimeleri ile anılırdı…
Zamanla bu tatlıya, ‘Kunafe’ denildi, künefe ise, 20. Asırdaki halidir…
Bu haber 1730 defa okunmuştur.