Bugun...



SAĞRA DİLERİYLE TIRNAKLARIYLA DOĞMUŞTU
Tarih: 07-07-2016 09:39:25 + -


İnsan bazı çocuksu anılarını yitirdiği zaman, tıpkı bir yakını kaybetmiş kadar üzülüyor. Sagra’nın başına gelenler de, öyle bir üzüntü kaynağıdır… Bir nesil ‘Sarelle’ markası ile büyüdü… Bu haber, Sarelle ile büyüyenlerin; Sağra tarihine vefasıdır… Yıl 1936…

facebook-paylas
Tarih: 07-07-2016 09:39

SAĞRA DİLERİYLE TIRNAKLARIYLA DOĞMUŞTU

İnsan bazı çocuksu anılarını yitirdiği zaman, tıpkı bir yakını kaybetmiş kadar üzülüyor. Sagra’nın başına gelenler de, öyle bir üzüntü kaynağıdır…

 

Bir nesil ‘Sarelle’ markası ile büyüdü…

Bu haber, Sarelle ile büyüyenlerin; Sağra tarihine vefasıdır…

Yıl 1936…

 

Ordu'da merhum Kahraman Sağra tarafından bir aile şirketi olarak kurulan ve Türkiye'nin 'Tadelle' markası ile ünlü ilk fındık işleme sanayi olan Sağra'nın hikayesidir bu.

İşte 1970’li ve 80’li yıllarda Orduluların gururu olan Sağra’nın hazin hikayesi…

 

Ordu’nun bu kadar kısa süre içinde, fındığın en çok üretildiği ve ihracatının gerçekleştirildiği bir merkeze dönüşmesi asla tesadüf değildi.

Bazen “Bir aile, bir şehrin kaderinde büyük roller üstlenebilir. “ derler ya; işte, bu hikâyede aynen bu deyişe uymaktadır.

 

Bu hikâye, Ordu’yu fındığın başkenti yapan bu mütevazı, dürüst, girişimci Kahraman Sağra ve çocuklarının hikâyesidir.

 

.  

Şeyhoğulları sülalesinden olan ailenin lakabı ‘Sağıroğulları’ kelimesinden kısaltılarak ‘Sağra’ soyadı olarak alınmıştı.

Sağra’ların en büyükbabası Ağazade Kahraman Ağa, Ordu civarının en zengin kişilerinden birisiydi ve bir zamanlar Ordu Belediye Reisliği görevlerinde bulundu.

 

Onun oğlu, Kahraman Sağra da, herkes tarafından “O haddinden fazla dürüst ve seviyeli bir insandır.” diye kabul edilen ve şehirde çok saygı ve sevgi gören bir kişilikti.

 

Kahraman Sağra da, bu minik kentin değişimi ve gelişiminde önemli roller üstlenmiş biri olarak her daim hatırlanması gereken fındığın Atatürk’ü olması idi.

 

Kahraman Sağra,  Nejdet ve Dursun Gürsoy’un babası olan Halit Gürsoy ile bir müddet ortak fındık ticareti yapar. Bu arada, oğulları Yener ve Ünal Sağra’yı iyi yetişmesi ve donanması için Almanya’da okumaya yollar. Aynı zamanda çocuklarından Avrupa’ya ihraç ettiği fındığın nasıl ve ne şekilde işlendiği hakkında konuyu takip edip öğrenmelerini ısrarla ister.

Oğul Ünal Sağra, Almanya’da fındık sanayiciliği konusunda oldukça deneyim kazanır ve ayrıca dünya fındıkçılık tarihinde atılan üç önemli adımı da tespit eder.

Bunlar:

1-)Alman Köhler’in çıkardığı ilk fındıklı çikolata,

2-) Atatürk’ün Fiskobirlik Üretici Kooperatiflerini (FKB) kurdurması,

3-) Hamburg Fındık Borsasının kurulmasıdır.

 

Artık, entegre bir tesis için düğmeye basılma vakti gelmiştir.

Şarkiye Mahallesi, Fatma Hatun Sokak’tabulunan binada fındığın çuvaldan çıkıp modern ambalajlarda işlenmesine başlandığı tesis hazırlanır.

 

İşte bu tesisin açıldığı 1964 yılı, Ordu’da fındık için bir milattır. Fındık makineleri çalışmaya başlaması ile Ordu insanına yeni bir iş kapısı açılır.

Yani fındıkta katma değer artık yavaş yavaş Ordu’da kalmaya başlayacaktır.

 

Artık, bir sürü kadın ve genç yıl boyunca bir fabrikada çalışmaktan dolayı son derece mutludur.

Yine Kahraman Sağra, 70’li yıllardan sonra, ilk defa fındığı kavurup paketleme sürecine geçerek şehrin ilk gerçek sanayicisi olur.

Ünal Sağra’nın Almanya’daki eğitimini bitirmesinin ardından Ordu’ya dönmesi ile Kahraman Sağra tarafından kurulmuş olan tesislerde, çikolata üretimine başlanarak bir marka olma yolunda ilk adımlar atılmış olur.

 

 

Ünal Sağra ile Genel Müdür ŞerafettinTuran, çok hızlı ve başarılı çalışmalar yapmaya başlar; ama sert ve yasakçı gümrük mevzuatı, ithalat ve ihracat rejimindeki birçok bürokratik engellerle karşılaşırlar.

 

Ünal Sağra, ilk başta Almanya’da gördüğü 30 bin marklık ufacık bir ezme ve toz fındık makinesi almak ister ve devlete dilekçe verir.

 

Alacağı bu makineyle ülkeye 20 milyon döviz getireceğini garanti ettiği 50 sayfalık bu dilekçeye Bakanlık’tan “Hayır” cevabını alınca bu makineler kaçakçılar vasıtasıyla el altından temin edilir.

 

Ancak bu yolla ezme ve toz fındık ithalatına başlayabilirler.

 

Çok yetenekli bir makineci olan rahmetli Kenan Mağden ile Ünal Sağra Ordu’daki mütevazi atölyede örnek prototip makinelerin daha modernini yaparak Sağra’nın üretim kapasitenin artışını sağlar.

Çocuklarını daha o yıllarda Avrupa’ya  eğitime gönderecek kadar ileri görüşlü olan Kahraman Sağra, böylece Ordu’nun daha sonraları en önemli ticari markası olacak olan Sağra’yı ortaya çıkararak Ordu’yu fındığın başkenti yapar ve aynı zamanda bir ihracat merkezi olmasının önünü açar.

 

Fındık, kakao ile işleme tabi tutulur ve önce Nugatella, daha sonra da Sarelle,  şekerli bir fındık kreması olarak, pazara sunulur.

 

Ama bu ilk, hakikaten bir ilk olmalıdır… Zira yurt dışındaki örneklerinde olan kavanoz; içi bittikten sonra atılmaktadır, bu böyle olmamalıdır…

 

İlk Sarelle bardağının süslü, desenli, kesme bir su bardağı olmasına karar verilir ve bu, dâhiyane bir fikirdir.

 Türkiye’de tüketiciler, Sarelle bardağından 6'lı takım seti yapmak için, ürün ya haftada iki kez, ya toplu halde altışar tane almaya başlar…

 

Bu kesme bardak işi olmasa pazarlama çok zor olacaktır,çünkü Sarelle’nin karşısında rakip olarak dünya devi Nestle ürünü Chocella vardır…

 

Üretimi için önce çok ciddi fizibiliteler yapılan Tadelle’nin ise ambalaj rengi önce Akelle ürünü gibi beyaz olarak belirlenmiştir. Ama satış psikolojisinin, bu renge uygun olmadığı kısa sürede keşfedilir…

 

 Alman Desinatör Finner, Ünal Sağra’ya, Türklerin en çok neyi sevdiğini sorar. O da cevap olarak, “Türkler önce bayrağını, sonra da altını sever” diye cevap verir.

İşte tadellenin, paketi de böylece belli olur…

 

Bunun üzerine Finner,Tadella’nın rengini kırmızı-beyaz yapar ve iki ay sonra bütün Türkiye bu renkli Tadelle ile dolar ve Tadelle halk tarafından bir anda çok tutulur.

 

Uzmanlar, tadellenin tadının ve formülünün, Coca Cola kadar özel bir sırla yapıldığına inanmaktadır. Zira dünya bar piyasasının, halen bile en lezzetli ürünlerindendir…

Ve Jumbo…

 

Gerçekten unutulmaz bir tattır, dünyada da bir eşi yoktur, içi kalın fındıklı çikolata, orta kısmı badem ezmesi ve en üstü sütlü çikolata ile kaplı olan bu bar, ilk etapta, 150 gramlık devasa bir boyutla piyasaya sürülür. Biraz pahalıdır ama  lezzeti, tadına doyulmazdan  ötedir. 70 gramlık küçük jumbo çok sonra piyasaya çıkar ama yanı tadı vermez…

 

Ünlü Ordulu sanatçı Kamil Sönmez, Sağra’nın yeni ürünü olan ‘3 lezzet bir arada jumbo’ diye bir reklam filmi çekmek ister, ama TRT, Karadeniz ağzı nedeniyle bu reklam filmini kabul etmez.

 

Kavrulmuş fındık üretimine önce yerli bir makineyle başlanır. İlk kavurmalarda fındık terler ve birçok problem çıkar. Sağra’nın Edip ve Temel adlı çalışkan ustaları uğraşarak bu problemi çözer. Bu sıralarda İngilizlerin ünlü Mars firmasının en çok satan çikolatalı barı olan “Topıc” adında bir ürünü vardır. İşte Sağra, bu problemin çözülmesiyle birlikte gece gündüz İngilizlerin Mars firmasına fındık kavurmaya başlar. Böylelikle firma, ilk kavrulmuş fındık ihracatını da bu İngiliz firmayla başlayacaktır…

 

 

Her “Topıc” barda beş fındık vardır ve Sağra, İngiltere’ye ayda dört tır kavrulmuş fındık göndermektedir. Bu da aylık neredeyse 40 ton fındıktır…

 

O yıllarda dünya çikolata sanayi üç dört dev firmanın elinden geçmektedir. Çikolata sanayicileri de bu gücünü kullanarak Hamburg yerine direkt Türkiye’den, Sağra’dan mal almaya başlayınca Hamburg’daki ithalatçılara pek iş kalmamıştır.

 

Sağra firmasınca yaptırılan özel ezme tankerleri ile dünya çikolatacılarına çuvalda, kabuklu veya iç fındık yerine on binlerce ton ‘Fındık Püresi’ gönderilir…

 

 

Makinelerle beraber, her şeyi % 100 yerli olup Karadeniz’in ilk markası Sarelle, ilk yıllarda takriben senede dokuzyüz ton; Karadeniz’den çıkan diğer en büyük marka olan Tadelle ise 3700 ton fındık tüketir.

Türkiye’de tüpte ilk çikolata kreması, 1960 yılında, Nestle’nin Türkiye distribütörünün Havilland Krem Fabrikasi ile anlaşması ile piyasaya sunulmuştur. Havilland, iki ay boyunca, tüpleme makinelerinde, krem yerine chocella tüplemesi yapmıştır. İkinci ise, Sağra olur ama, Sağra, ince uzun tüp yerine, yassı ve geniş bir tüp tercih eder ve makine yine kendisine aittir.

O yıllarda, Ordulu gurbetçilerde bu ürünleri satın alıp arkadaşlarına,“Bunlar, Ordu’da üretiliyor”diye gururla aktarırla, götürürler…

 

Aynı zamanda Sağra, her ürünün üzerinde “SAĞRA ORDU” diye yazdığı için Ordu'nun tanıtımına da  %100 katkısı olur.

 

Ordu’da Sağra, bugün olduğu gibi her zaman, her konuda ekonominin bel kemiği olmuştur.

Sağra, Ordu için her zaman elini taşın altına koymuştur.

 

Ayrıca Orduspor’unda öne çıkmayan en büyük destekçisi olmuştur.

Televizyonun tek kanallı günlerindeki reklamlarda Orduspor da yerini alırken takımın ilk göğüs reklamı da ‘Sağra’ yazılacaktır…

 

Son derece modern makinelerin getirilmesi ile zaman zaman 2000’i aşkın personeli ile büyüyüp devasa bir sektör haline gelen Sağra fabrikası, 1980 yılına gelindiğinde ‘Turnasuyu Meydanı’na  taşınır.

 

Bir binada başlayan faaliyet daha sonra Türkiye’nin dönemindeki en önemli çikolata markası olarak ülkenin her yerinde yok satar.

Sonunda Türk halkı, uzun yıllar vitrinlerde görüp tadamadığı pahalı ve lüks çikolataların lezzetine kaliteli ve uygun fiyatlı Sarelle ve Tadelle ile sahip olmuştur. Jumbo zaten başlı başına bir lezzettir…

 

Ordu’daki tesislerde ürettikleri çikolata ürünlerine yurt içinde ve dışında talep patlaması olunca fabrika üretimi yetiştiremez. Hemen bu olağanüstü piyasa hareketlenmesini fark eden rakipler,taklit ürünler çıkarırlar; ama Sağra ürünleriyle asla rekabet edemezler.

Mesela Teras Gıda, ‘OKEY’, Ülker ise ‘HOBBY’ çıkartır ama asla tadelle gibi olamazlar, zira tadellenin içinde, taze kavrulmuş fındık vardır…

1985’liyıllarda Türkiye genelinde yüzlerce Sağra Special mağazası açılır.

 Böylelikle halkın rahatlıkla girerek alışveriş yapabildiği ilk mağaza zinciri açılmış olur. Ama ne lezzetlerdir onlar, her birinin patenti halen Sağra’da olan, kayısılı ezme mi dersiniz, kahveli top mu dersiniz, yoksa piinç patlağı mı…

 

Artık, Ordu insanının emeği olan Sağra ürünleri, yüzlerce çeşidi ile tüm ülkedeki vitrinlerde yerini alır ve sürekli Türk insanın takdirini toplar.

Sağra, yeni yatırımlarla öyle bir büyüme gösterir ki 250 şubesiyle Türkiye’nin en önemli çikolata markası olur.

Ne yazık ki, şu anda sadece Üsküdar’da Doğancılar Şubesi’nin sadece tabelası kalmıştır.

 

Baba Kahraman Sağra’nın vefatından sonra, işleri devralan oğul Ünal Sağra,  gözü gibi büyüttüğü ve esirgediği çikolata tesisleri elinden çıkana kadar ekonomik zorluklarla mücadele ettiği halde yine de fabrikayı büyütür.

 

Ancak babadan sonra bir de manevi amca genel müdür Şerafettin Turan da ölünce; işlere sekte gelir…

 

Ünal Sağra, “Rüzgâr hep önümüze esti, hiç arkamızdan esmedi “ derken işte böyle bir dönemde Ordu Turnasuyu mevkiinde kurularak üretime geçen Sağra tesisleri, kısa bir süre sonra üretime devam edebilmek için işleyecek hammadde, yani fındık bulamaz olur. Bunun nedeni ise fındığın hemen hemen tamamının devlet hazinesinden aktarılan kaynakla üreticiden satın alınarak FKB tarafından depolanıyor olmasıdır. O tarihlerde fındık piyasasının seyrini, oy kaygısı ile politikacıların da desteklediği, “Fındık; kim tarafından, nerede, ne miktarda, hangi kalitede üretilirse üretilsin tamamı, devletin açıklayacağı fiyat üzerinden, devlet adına Fiskobirlik tarafından satın alınmalıdır” görüşü belirlemektedir. Ayrıca, “Devlet adına alınmış da olsa aldığımız fındığı hammadde olarak önce FKB tesisleri kullanabilir” düşüncesine binaen, İstanbul’da, Orta Anadolu ve Güneydoğu’da kurulmuş veya kurulmakta olan FKB başbayiliklerine de yüzde 30’lara varan indirimli fiyatlardan gece sabahlara kadar kamyonlarla fındık sevk edilmektedir. Yine, ayda bir kamyon fındık alma hakkı tanınan Samsun bayisi gibi gerçek bayilere de fındık talep ettiklerinde ‘Stoklarımız tükendi’ yanıtı verilmektedir. Uygulama böyle  şekillenince de elbette ki Sağra gibi tesislerin ülke ekonomisine katma değer sağlayan ve istihdam oluşturan faaliyetlerinin ihtiyacı olan fındık verilmemiş olur.

Ancak şu bir gerçektir ki “Fındığın Türkiye’nin en sorunlu ürünü olmaktan kurtarılmasının ve Karadeniz’in kalkınmasının yolu, fındığı hammadde olarak işleyen Sağra gibi sanayi kuruluşlarının bölgedeki sayısının artmasıyla mümkündür” fikrinin doğruluğa ulaşması ve bu konuda yatırım yapabilecek iş adamlarının özgüvenle işe koyulması bakımından Sağra’nın mutlaka başarılı olması gerekiyordu.

 

1990’lı yıllara gelindiğinde ise peş peşe yaşanan ekonomik krizler ve kötü yönetim Sağra’yı finansal açıdan zorlasa da yok edemez ve sonunda Sağra, dönemin yıldızı parlayan firması Bayındır Holding tarafından satın alınır. Kamuran Çörtük, bölge insanıdır, saman alevi gibi sonuçlanacak olan şöhretinde, ‘Sağra da olsun’ demiştir…

 

Sağra'lar ve fındığın kara bahtını değiştiren, fındık sanayiciliğini bu memlekette öğretenlerdir. Mum dibini aydınlatmaz,  ama bulunduğu ortamdaki zifirî karanlığa ışık tutarak çevresindeki insanlara yol gösterir. Sağra ailesi de fındıktan katma değer yaratmasını tüm Türkiye’ye öğretmişti.

 

 

Sonuçta Sağra ailesinin ülkemizde ilk kez başlattığı “Fındıkta katma değer yaratan entegre tesislerinin” sayısı yıllar geçtikçe Karadeniz’de çoğaldı. Artık on binlerce yöre insanı ekmeğini bu fındık entegre tesislerinden sağlamaktadır.         

Ünal Sağra, son derece sosyal kimliği olan bir kişiydi. Yurt dışında sağlıkla ilgili ihtiyacı olan herkesle tanısın, tanımasın mutlaka ilgilenip yardım eden, sonucunu da takip eden birisiydi.

Yine Ordu’nun ilk yerel televizyonu olan BTV’yi kadim dostu Atilla Şimşek’le birlikte kurmuştu.

Ordu insanına kazandırdıkları ile her zaman hatırlanacak olan Ünal Sağra, geride güzel bir isim bırakan ender şahsiyetlerden birisiydi…

 

Ancak bu muhteşem marka, ANAP Zengini Bayındır Holding’in bitmesiyle beraber, yavaş yaşvaş bitti, tükendi; önce Sağra Specialler kapandı, sonra da bir gün yabancılara satıldı…

 




Bu haber 5089 defa okunmuştur.

Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YEREL HABER Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
FOTO GALERİ
  • MARKALAR
    MARKALAR
  • AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI ZİYARETİ
    AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI ZİYARETİ
  • Millet için EVET
    Millet için EVET
  • Gündem Ekonomi Haber
    Gündem Ekonomi Haber
  1. MARKALAR
  2. AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI ZİYARETİ
  3. Millet için EVET
  4. Gündem Ekonomi Haber
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Osman Zeki Öner
    Osman Zeki Öner
  • Osmanlı
    Osmanlı
  • Kubat Ötme Bülbül
    Kubat Ötme Bülbül
  • Neşet Ertaş Evvelim Sen Oldun
    Neşet Ertaş Evvelim Sen Oldun
  • Aytaç Doğan İç Benim İçin
    Aytaç Doğan İç Benim İçin
  • İsmail Tunçbilek Derdin ne
    İsmail Tunçbilek Derdin ne
  1. Osman Zeki Öner
  2. Osmanlı
  3. Kubat Ötme Bülbül
  4. Neşet Ertaş Evvelim Sen Oldun
  5. Aytaç Doğan İç Benim İçin
  6. İsmail Tunçbilek Derdin ne
VİDEO GALERİ
YUKARI