Coronavirüs/Covid-19 süreci ile birlikte; mevcut hükümetimiz; ilk günden itibaren ekonomiye yönelik çok ciddi adımlar attı…

Gerek sağlık alanındaki hizmetleri, gerekse ekonominin darboğaza girmemesi için verilen çaba ciddi manada takdire şayan bir görüntü sergiledi…

Zora giren bir çok sektöre, kaynak sağlandı; krediler sağlandı ya  da ödemelerle ilgili erteleme  ya da ötelemeler yapıldı…

Ancak bazı sektörler var ki; bunlar ‘Taşın olmadığı yerde ekmeğini taştan çıkartanların hali’ betimlemesi ile tanımlanabilir…

Bu sektörlerin başında da, ‘Catering Sektörü’ ve bu alanda faaliyet gösteren ‘Catering Şirketleri’ geliyor…

‘Catering’ kelimesi; İngilizce ‘Ziyafet’ anlamına gelen bir kelime ve bu alanda faaliyet gösteren şirketler; beş yıldızlı otel dışında kalan ev, villa, ofis, konferans salonu, kongre salonu, seminer salonu, açık alan, dış mekân ya da AVM salon ya da fuaye alanlarında; etkinlik esnasında ya da etkinlik öncesi ve veya sonrasında gerçekleştirilen her türlü ikram, sunum, yemek, kokteyl ya da tadım benzeri faaliyetleri organize eden şirketler olarak karşımıza çıkıyor…

Coronavirüs/Covid-19 süreci ile birlikte; mevcut hükümetimiz; ilk günden itibaren ekonomiye yönelik çok ciddi adımlar attı…

Gerek sağlık alanındaki hizmetleri, gerekse ekonominin darboğaza girmemesi için verilen çaba ciddi manada takdire şayan bir görüntü sergiledi…

Zora giren bir çok sektöre, kaynak sağlandı; krediler sağlandı ya  da ödemelerle ilgili erteleme  ya da ötelemeler yapıldı…

Ancak bazı sektörler var ki; bunlar ‘Taşın olmadığı yerde ekmeğini taştan çıkartanların hali’ betimlemesi ile tanımlanabilir…

Bu sektörlerin başında da, ‘Catering Sektörü’ ve bu alanda faaliyet gösteren ‘Catering Şirketleri’ geliyor…

‘Catering’ kelimesi; İngilizce ‘Ziyafet’ anlamına gelen bir kelime ve bu alanda faaliyet gösteren şirketler; beş yıldızlı otel dışında kalan ev, villa, ofis, konferans salonu, kongre salonu, seminer salonu, açık alan, dış mekân ya da AVM salon ya da fuaye alanlarında; etkinlik esnasında ya da etkinlik öncesi ve veya sonrasında gerçekleştirilen her türlü ikram, sunum, yemek, kokteyl ya da tadım benzeri faaliyetleri organize eden şirketler olarak karşımıza çıkıyor…

İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Antalya endeksli olarak; yıllık minimum ortalama 2500 etkinilğin yüzde 77’sinden fazlasının ziyafet faaliyetlerini üstlenen catering sektöründe, ‘Süpervizör’ünden ‘Barmen’ine, ‘Aşçı’sından ‘Servis Elemanı ve Komi’sine ve ‘Organizatör’ünden ‘Yöneticisi’ ve ‘Girişimcisi’ne kadar, Türkiye genelinde en az beş bin kişi ekmek yiyordu…

Evet, girişimciler, aşçılar ve yöneticiler dışında, parça başı iş yapan organizatörler ve ‘Servis elemanı ile komiler’ dahil yüzlerce hattâ binlerce kişi; herhangi bir sosyal güvencesi olmadan, sigortasız ve günü birilk kazanç eld ediyordu…

Ancak, sektörde; minimâl bazda en küçük bir davet etkinilğinde bile asgari 25 bin TL’lik bir para trafiği dönüyordu…

Sektörde, ülke genelinde irili ufaklı 500 şirketin faaliyette olduğunu dikkate alınırsa, sektörün 19 Mart 2020  tarihinden Mayıs sonuna kadar yaşadığı kaybın, toplamda, 28 milyon 100 bin TL’yi aşıyor…

Sektörde bir elin parmaklarını ancak geçen sayıda, hemen her gün en az üç-beş faaliyet yaptığı için; birikim yapabilmiş, hatırı sayılır şirketler dışında, 400’den fazla firmanın ne  gibi bir hamle yapacağı, büyük merak konusu; zira icraat alanı tamamen faaliyet ve kalabalık etkinlikle olan bu şirketlerin;  destek programlarından ya da projelerden nasıl faydalanacağı, nasıl bir yöntem izleyecekleri tartışılıyor…

Bu arada, özellikle günübirilk kayıtdışı iş almış olan servis elemanı ve komilerin de hangi alanda iş bulmaya çalışacakları da bir başka merak konusu…

SEKTÖR TEK BAŞINA DEĞİL

Öte yandan, catering sektörünün icraat alanı faaliyetlerinde kullandığı her türül yiyecek ve içecek tedarikçilerinin durumu da benzerlik taşıyor. Zira catering tedarikçisi firmalar da; yüzde 78’lik bir satış düşüklüğü yaşadı haliyle…

O firmalar,  dışarıya da yiyecek sattığı için biraz daha şanslı gibi görünseler de onların da nakit hacmi kaybının 15 milyon TL’yi aştığı vurgulanıyor…

Sektör  otoriteleri; olası bir tam normalleşme sürecinin; 2021 en iyi ihtimalle 2021 Haziran ayı olması halinde bile; birçok organizatör şirketin; ev, villa, ofis, konferans salonu, kongre salonu, seminer salonu, açık alan, dış mekân ya da AVM salon ya da fuaye alanlarında; etkinlik esnasında ya da etkinlik öncesi ve veya sonrasında gerçekleştirilen her türlü ikram, sunum, yemek, kokteyl ya da tadım benzeri faaliyetlerini gerçekleştirmekte itina edeceği,  hatta askıya alacağı ortak görüşünde birleşiyor…

Dünya Salğık Örgütü’nün tavsiye kararı doğrultusunda; Avrupa Birilği, UNİCEF, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birilği, Uluslar arası Çalışma Örgütü ve Dünya Tıp Kongreleri Birilği’nin; 2021 yılı Ocak-Aralık ekseninde tüm  etkinliklerini on-line yapacağını duyurması da, catering sektörünün endişesini doğruluyor…

Bu arada Dünya Sanat Birilği(WAU)’nun da, 2021 Aralık ayı sonuna kadar, yerel ya da uluslararası bazda gerçekleştirilecek olan her türlü sanat sempozyumu, sanat fuarı organizasyonu ve sanat galerisi sergi açılışlarının da, on-line yapılması tavsiyesine; Türkiye’den  iki bin beş yüzü aşkın birlik üyesi küratör, galeri sahibi, sanatçı, ressam, heykeltraş, seramik sanatçısı, galeri ortağı, sanat galerisi ve sanat organizatörünün destek vereceğini duyurması,  endişelen daha da körüklüyor…

EKO-VİZÖR DERGİSİ